SWİSS OTEL DÜĞÜNÜ

Gazetelerin birinci sayfa haberiydi. Swiss Otel düğününden önce gözaltı. Doğrusu başlığı okuyunca insanın aklına, iki erişkin evlenirken birinin kanun dışı olduğu için gözaltına alındığı geliyor.

Hadi biraz hayal dünyanızı işletin, en fazla birinin zaten evli olduğu fantezisini kurabilirsiniz. Oysa haberin gerçeği, herkesin hayal dünyasını, fantezilerini zorlar nitelikte. Çünkü düğün biri 13, diğeri 15 yaşında iki çocuğun düğünü. Daha bitmedi, aynı zamanda bu çocukların yaşlarından fazla yasal olmayan işe karıştığını, ailelerinin bu düğünü organize ettiğini öğreniyoruz. Bu haberi nasıl okuduk? Okuyup geçtik mi? Hafif gülümsedik ve vay vay mı dedik. Swiss Otel’de değil de, başka bir yerde, yaşadıkları bölgede, daha az dikkat çekerek evlenseler umursayacak mıydık? Evlendikten sonra tutuklansalar, haber muhtemelen suçlu karı-koca diye çıkacaktı. Suçu anlayacaktık ama yaşlarına, bu yaşta evlenmiş olmalarına ilgi gösterecek miydik? Ben bu soruların yanıtlarını merak ediyorum. Aslında yıllardır yaşananlar nedeniyle maalesef tüm yanıtların “hayır, umursamazdık” olacağını biliyorum. Merakım, belki bir şeyler değişmiştir umudundan kaynaklanıyor. Niye mi bu kadar eminim? İsterseniz birlikte olanlara şöyle bir bakalım.

Yıllardır imam nikahı ile çocuklar evlendiriliyor, biz adına gelenek diyoruz. O çocuklar başka çocukların anne-babaları oluyor, sağlıksız çocuklar yetiştiriyorlar, şartlar diyoruz. Çocuklar erken yaşta cinselliğe özendiriliyor, ilişki kurma yaşları 12-13’lere düşüyor, kulaklarımızı tıkıyoruz. Sokaklarda küçük kız çocukları bedenlerini pazarlıyor, ticari olarak cinsel sömürüye uğruyor, gözlerimizi kapıyoruz. Ha pardon, arada gözlerini açanlar oluyor. Bazı basın mensupları o çocukları görüyor, hatta sömürülürken, bedenlerini satarken gizli görüntülerini alıyor. Bu çocuklar nereden gelmiş, kaçı evinde tacize uğramış, kaçı küçük yaşta evlendirilmeye kalkıldığı için evden kaçıp sokağa düşmüş, eğitim yaşamları nasılmış, ruhsal problemleri var mıymış onlarla ilgilenmiyor. Bu çocukların sorunları nedir, gözünü ne zaman açması gerekirdi, şimdi onları korumak için ne yapabilirle uğraşmak yerine, haberini yapıp unutmayı seçiyor. Bu arada sorumluları değil, bunca duymayan ve görmeyen insanın olduğu toplumda, o çocuklara yardımcı olmaya çalışan, elini taşın altına koyan görevlileri suçlayarak, kendi vicdanlarını rahatlatmayı da ihmal etmiyorlar. Okuyanlar ne mi yapıyor? Bu çocuklara para ödeyerek ilişki kuranların, bu çocukları evlerinde taciz ederek sokağa atanların, küçük çocukları evlendirenlerin, sokakta gördüklerinde görmezden gelenlerin, hatta aşağılayıp, başlarını çevirenlerin kimler olduğunu unutuyorlar. Oysa onlar komşuları, yakınları, akrabaları ve hatta kendileri. Sadece okuyor, ne olduğunu anlamadan gösterilen sözde suçlulara lanet okuyor ve kendilerini rahatlatıyorlar.

Kimse rahat olmasın. Onlar sizin çocuklarınız, bu ülkenin çocukları. Yarın hanginizin olacağı belli olmayan çocuklar. Duymadan, görmeden, bir şeyler yapmadan yapanları, çalışanları suçlayarak kurtulamazsınız. Günlerdir çeşitli nedenlerle basına getirilen kız çocukları var. Resimlenen, görüntüleri çekilen, tutuklanan… Yakalandıklarında, korunmaya çalıştıkları kurumdan kötü muameleden kaçtıklarını söyleyen, kim olduklarıyla ilgilenmediğiniz çocuklar. Niçin o kurumdalar, o kuruma gelmeden ne yaparlardı, nasıl yaşarlardı sormadığımız çocuklar. Anlattıklarını dinlerken, bazılarının zekâ düzeylerinin düşük olduğuna, bazılarının ruhsal sorunları olduğuna ama hepsinin çaresiz ve yıllardır uğradıkları muamele nedeniyle kimseye güvenmeyen, anı değerlendirip ne pahasına olursa olsun ayakta kalmaya çalışan çocuklar olduklarına hiç dikkat etmediğimiz çocuklar. Onların hepsi Swiss Otel’de düğün aşamasına gelemiyor, onların hepsi sizin objektiflerinize takılamıyor, onların hepsi başka çıkarlar uğuruna haber olsunlar diye öne sürülmüyor. Ama onlar varlar. Devlet kurumları, bir avuç gönüllü idealist onları korumaya ve sayılarını azaltmaya yetmiyor. Sizin hiç görmediğiniz, duymadığınız görmek de istemediğiniz bazılarını, o bir avuç insan büyük çabalarla okullara yolladı, iş sahibi yaptı. Onları da görmediniz. Siz görmedikçe, görmemekte direndikçe, bir şeyler yapıp, o bir avuç insana katılmadıkça, aksine yapılanları belki de fark etmeden yok etmeye çalıştıkça daha çok Swiss Otel düğünü olacak. Daha çok çocuk bedene kadın ruhu, suçlu ruhu, mafya ruhu yerleştirilecek. Geç olmadan gözünüzü, kulağınızı ve kalplerinizi açın. Açın ki bir gün gördüğünüz kendi çocuğunuz olmasın. Duyun ki bir gün okuduğunuz sizin geleceğiniz olmasın.

Facebooktwitterlinkedinmail