KONUŞMAYI MI YOKSA SUSMAYI MI ÖĞRETMEK GEREKİR?

Konuşmaya başlamak insan yaşamının önemli gelişmelerinden biridir. Çocuğun ilk kelimelerini söyleme yaşı onun gelişimini gösterir. Altı aydan sonra heceler söylemeye başlayan bebekler, bir yaş civarında ilk kelimelerini söylemeye başlarlar. Dil gelişimini etkileyen en önemli faktörlerin başında sosyal çevresi gelir. Bebekler doğumdan başlayarak çevrelerinin onlarla kurduğu sözel iletişim sayesinde ana dillerini öğrenirler. Bu nedenle doğduğu andan başlayarak bebekle konuşmak çok önemlidir.

Bebeğe bakım veren kişilerin bebekle kurdukları sözel uyaranlar arttıkça, bebeğin dil gelişimi zenginleşmektedir. Bu nedenle kendisiyle az konuşulan, bakım sağlayan kişinin, annenin az sözel iletişim kurduğu çocuklarda dil gelişimi gecikmektedir. Benzer şekilde çocuk yuvalarında büyüyen bebeklerin dil gelişimi geri kalır. Bunun nedeni sadece uyaran azlığıdır. 2-2,5 yaş civarında, konuşma bilen bir çocuk olur. Bu arada kız ya da erkek olması fark etmez. Bu nedenle 3 yaşında hala konuşmayan çocuk için “Erkek olduğundan gecikir, bekleyin.” diyen her kim olursa olsun inanmayıp, nedenleri araştırmaya başlamakta yarar vardır.

Konuşmayı öğrenene, ilk kelimelerini söyleyene değin endişe ve hevesle beklediğimiz çocuğumuz, bu yeteneği kazandığı zaman kullanmaya başlar. İşte o zaman başka bir eğitim süreci başlar. Ne zaman, ne kadar konuşulacağı ve ne zaman susulması gerektiğinin öğretilmesi. İnsan için çok önemli olan bir gelişim göstergesinin, yani konuşabilme becerisinin olgunlaştırılması ve denetlenmesinin öğretilmesi gereklidir. Televizyonu çocuk bakıcısı olarak kullanmaya, bebeklerimizle sürekli konuşmayı bırakmaya başladığımızdan beri zamanında konuşan çocuk sayısı azaldı. Buna karşılık hangi kelimeleri nerede kullanması gerektiğini anlamayan, ne zaman konuşup ne zaman susması gerektiğini kestiremeyen, hangi ortam ve makamda olunduğunda konuşmalarını nasıl denetleyeceğini bilmeyen gençlerin, daha da kötüsü erişkinlerin sayısında artış oldu. Her iki durum da hastalık, gelişim bozukluğu gibi isimlerin yanı sıra önemli toplumsal sorunlar olarak adlandırılabilir.

Konuşma gecikmesi birçok önemli hastalığın belirtisi olabileceği gibi, çocukta oluşabilecek birçok hastalığa neden olabilir. Konuşmayı öğretmenin en iyi yolu çocukla bol bol konuşmaktır. Peki gereken zamanda susmak, aklına geleni söylememek, uygun zamanda uygun kelimeleri seçmek, söylediklerinin anlamlarını tam bilmek ya da konuşulması gereken yerde doğruyu söylemek nasıl öğretilir? Aslında yöntem aynıdır. Çocuklara örnek olmak ve nasıl yapıldığını göstermek. Çevreme baktığımda bu konuda ciddi karamsarlığa kapılıyorum. Anne-babalara, sanatçılara, edebiyatçılara, akademisyenlere, siyasetçilere ve yöneticilere baktığımda karamsarlığım artıyor. Ya sizin?

 

Facebooktwitterlinkedinmail