KIZLIK ZARI, BEKÂRET VE SORUNLAR

Kızlık zarı ve bekâret… Çok konuşulan, tartışılan, varlığı ve yokluğu büyük sorunlara yol açabilen bir oluşum. Bedenin bir parçası. Birçok oluşum gibi Latince adını Yunan mitolojisinden alan bir zar. Evlilik tanrısı Hymen’in adı verilmiş bu ince zara. Tıbbi olarak tam işlevi bilinmese de, enfeksiyonlardan koruduğu düşünülen ve belki de adı konulurken toplumsal olarak bu kadar önem verileceği, bu önem nedeniyle canların alınacağı, canlara kıyılacağı, cinsel yaşamların onarılmaz ölçüde yaralar alabileceği, kanunlar çıkmasına, toplumsal karmaşalar oluşmasına yol açacağı hiç düşünülmeyen, bedendeki binlerce zardan sadece biri. Bu kadar konuşulup, tartışılmasına karşın hala tam anlaşılamadığı sorulan sorulardan anlaşılan kızlık zarı ve olabilecek sorunlardan tekrar tekrar bahsetmekte yarar var.

Kızlık zarı vajinanın girişinde, 1.5 santimetre kadar içerdedir. Bu nedenle kolayca zarar görmesi olanaklı değildir. Çok sık sorulduğu gibi bisiklete binme, cinsel organın dışardan kaşınması gibi durumların zarın zarar görmesine yol açması zordur. Genellikle adet kanının akmasını sağlayacak ufak bir delik bulunan, esnek bir zardır. Zarın esnekliği kadından kadına farklılık gösterir. Ayrıca adet kanamasının akmasını sağlayan delik bazen olmayabilir ki bu durum ilk adet sırasında kanın dışarı akamaması nedeniyle sorunlara yol açabilir. Bazen de o kadar büyük olabilir ki ilişkide ya da muayenede saptanması zorlaşır. Benzer şekilde esnek ve damarları az olan zarlarda kanama olmayabilir. Bu kanamanın olmamasının toplumsal olarak yarattığı sorunlar düşünüldüğünde, hele de bunun genç kızların ölümüne bile yol açtığı bilindiğinde tüm bunları bilmenin önemi anlaşılır.

Sorunlar; sorunlar…
Bir tanıdığım yapması gereken bir şeyi erteleme nedenini şöyle dile getirdi: “Gelini annesinin evine götüreceğiz de.” Anlamadım, kardeşi 4-5 ay önce evlenmişti ama gelinin anne evine gitmesi niçin birlikte yapılacak bir eylemdi. Açıklama gelinin evlendiğinden beri aşırı korkusu nedeniyle cinsel ilişkiye giremediği, karı-kocanın önce kendi aralarında halletmeye çalıştığı, bebek soruları nedeniyle koca ailesine anlatıldığı, artık sabırları kalmadığı, kızı eve götürüp, gerekçeyi ailesine anlatıp, evine bırakacakları şeklindeydi. Bundan önce gelini görmek istedim. Henüz 19 yaşındaydı. Yarı severek, yarı görücü usulü evlenmişti. Kocası da onu seviyordu. Ama daha önce aile büyüğü kadınların ve evlenen arkadaşlarının ilk ilişkide aşırı kanama ve acı olacağına ilişkin anlattıkları nedeniyle aşırı korkuyordu. Ne zaman denemeye kalksa, korkusu galip geliyor eşini yanına bile yaklaştırmıyordu. Alkol almak, telkinler, hazırlanan tüm mizansenler korkusunu geçirememişti. Eşinin desteği ve tedaviyle bu sorunu aştı ve evliliği mutlu, düzenli olarak sürüyor. Peki aynı şansı bulamayanlar? Sevdiklerini kaybetme, aşırı utanç ve aşağılanmayla süren bir yaşamın tek nedeni bu incecik zar mı olacak? Gerçekten ilk ilişkide aşırı kanama olabilir mi? Normalde kanama bir-iki dakika sürer. Sadece aşırı damarlanması olan ve fazla haşin davranılan bir ilişkide kanama, diğer cinsel organların da zarar görmesi nedeniyle olur ve dikiş atılması gerekebilir. Bu durum çok nadir görülür. Eğer ilk ilişkide ön sevişme ile kayganlaşma sağlanır ya da dışardan kremlerle yardım alınırsa, erkek de uygun davranırsa ağrısız, aşırı kanamasız bir ilişki gerçekleşir.

Uygun zamanı beklemek, yani istediğiniz ve bundan emin olduğunuz biriyle, kendinizi hazır hissettiğinizde olacak bir cinsel ilişki bu tür korkular yaşanmadan olacak ve sonrasında pişmanlık yaşanmayacaktır. En çok sorulan şeylerden biri kızlık zarının onarılıp onarılamayacağı, diğeri ise zar yırtılmadan hamilelik olup olmayacağıdır. Bazen zar yırtılmadan, kan çıkışı için olan delikten gidebilecek spermlerle gebelik olabilir. Zar onarımı bazı kadın doğum uzmanlarınca yapılmaktadır. Ama etik olarak uygun olmamasının yanı sıra, bekâretin yitiminden önce iyi karar vermek ve bunu bilinçli yapmak bu soruyu anlamsızlaştıracaktır. Ayrıca iyi bir ilişkide temel koşulların başında güven gelir. Birlikte olan kişiyi kandırarak başlanacak bir beraberliğin sağlıklı olması olası değildir. Toplumsal anlamları ve gerekliliği tartışılabilir. Ruhsal açıdan kişinin ilk deneyimini uygun olmayan koşullarda yaşaması ve yaptığından pişmanlık duyması daha sonra birçok cinsel sorunun yanı sıra başka ruhsal sorunlara da yol açabilir.

Aile büyüklerinden ve akranlardan elde edilen cinsel bilgiler çoğunlukla yanlıştır. Hatta bazen korkutucu bile olabilir. Yapılan şakalar bile ilk deneyim için korku ve endişe kaynağı olabilir. Bunun sonucu cinsel ilişkiye girememe, kızlık zarına ilişkin yanlış bilgiler ve bilinçsiz davranışların yanı sıra başka sorunlara da yol açar. Bu nedenle doğru ve yaşa uygun cinsel eğitim çok önemlidir.

 

Facebooktwitterlinkedinmail