KISKANÇ MIYIM? YOK CANIM! AMA BELKİ DE KISKANMAM GEREKİR…

Kıskançlık! Sık sık düşündüğümüz ama çoğu kez anlam veremediğimiz duygu. Öncelikle özenmekle kıskançlığı karıştırmamak gerekli. Birinin sahip olduğu olanakların, keşke bizim olmasını istemek, kıskançlıktan çok imrenme duygusudur. Kıskançlık daha çok ilişkilerimizde yaşadığımız ve kullandığımız bir duygu aslında. Bu duyguyu hiç yaşamayanımız var mı? Sanmıyorum, sadece şiddeti ve yaptıklarımız farklı olabilir. Peki, kıskançlık olması gereken bir duygu mu? Yoksa bir hastalık mı? Bazen her ikisi de olabilir. Ruh sağlığını ve ilişkileri etkilemeye başladığı zamanı bilebilmek önemli.

İlişkide kıskançlık, beraber olunan kişiye karşı devamlı şüpheci ve öfkeli olmaktır. Algılanan kaybedebilirim hissi, ilişkiyi koruma ve sürekli olmasını sağlamada yararlı da olabilir. Tabi ki aşırıya kaçmamak üzere. Çünkü o zaman kıskançlık koruyucu olmaktan çıkıp, ilişkiyi bitiren bir duygu haline gelir. Kadınlar mı? Erkekler mi? İkisi de kıskanıyorlar ilişkilerini ama erkekler daha çok cinselliği kıskanırken, kadınlar duygusal yakınlaşmalara yöneltiyor duygularını. Yani iki cinsin ilişkiye ilişkin korkuları farklı yerlere yoğunlaşmış durumda. Bunun ilginç bir açıklamasını yapanlar da var. Onlara göre fark, “kadının üreme açısından daha değerli bir cinsiyet olması” ile ilgilidir. Bir kadın çocuklarının kendinin olduğundan %100 emin olabilirken, modern testleri bir kenara koyarsanız erkekler teorik olarak çocukların biyolojik olarak babası olduğundan hiçbir zaman emin olamayacaktır. Bu görüşü savunanlar “Aldatılmış olmanın faturası erkekler için ağır olmaktadır, buna karşın sadakatsizlik kadının ve çocuğun finansal durumunu etkileyecektir.” diyorlar. İşte bu nedenle erkekler cinsel, kadınlarsa duygusal aldatılmaya hassaslar.

KISKANÇ MISINIZ?

Kıskançlığın derecesini ölçmek zor. Hani ara ara yayınlanan “kıskanç mısınız” anketleri neyi ölçüyor aslında? Gerçekte yanıtı bilinmesi gereken soru bu değil galiba. “Kıskanç değilim” diyebilen ve bunu yürekten söyleyen kaç kişi çıkar ki… Asıl önemli olan şey: Bu duygunuz hastalıklı mı? Sağlıklı mı? Kıskançlık; sevdiğiniz kişiyi sakınmak, onu kaybetmemek için çaba göstermek, onu bunaltacak düzeye gelmediği sürece sağlıklı olarak kabul edilebilir. Onu devamlı sorgulamaya başladıysanız, sevgisini, bağlılığını ispatlamasını fazlasıyla ister olduysanız ilişkiniz yolunda gitmiyor demektir. Yani kıskançlığınız hastalıklı olmaya başlamıştır. Bu aşamada en iyisi, temel güven duygunuzu sorgulamak ve uzman yardımına başvurmak olabilir.

HASTALIKLI KISKANÇLIK

Bu duygunun eşlerin birbirlerine ve çocuklarına bağlanmalarına sağlıklı etkiler yapabilmesine karşın abartılı bir seviyeye ulaştığında, kıskançlık tehlikeli ve saplantılı bir duygu halini alabilir ve sağlık uzmanları bununla baş etmekte güçlük dahi yaşayabilirler.
Kıskançlık patolojik bir hal alabilir. İnsanlar bazı hallerde en ufak sadakatsizliğe dair olası
ipuçlarını toplarlar ve onları yanlış okumaya başlayabilirler… diye ilave etmektedir Dr. Neave…
Bu durumlarda birey partnerinin parfümlerini koklayabilir. Hatta onları takibe alabilir.
Dr. Neave birçok olguda bu aşırı davranışların ıstırap çeken bireyin geçmişinde bu tür bir tecrübesi olmasıyla ilgili olabileceğini belirtmektedir. Bazı durumlarda danışmanlık almak işe yarayabilir, ancak kıskançlık iyice yerleştiğinde yapılabilecek çok az olmaktadır…
Ağır olgularda anti anksiyete ilaçlarının kullanılması uygun olabilir.

Facebooktwitterlinkedinmail