“KARDEŞ İSTİYORUM” YA DA “BUNU HEMEN GERİ GÖTÜRÜN”

İlk çocuktan sonra ikincisine karar vermek her zaman kolay olmaz. Eşlerin aklı karışır çoğu kez. Bir yandan aynı sorumluğu yeniden taşımak, unutulmayan başlanan uykusuz geceleri bir daha yaşamak, bakıcı sorunu, okul ve diğer masrafları karşılamak, diğer yandan yeni bebeğin getireceği mutluluk duygusu… Çevre ise çoktan başlamıştır “kardeş gerekir” sözlerine. Çocuk yalnız kalmamalıdır, ilerde onlar olmadığında birbirlerine destek olmaları için en az iki tane olmaları gerekir. Özellikle büyükler bu konuda ısrarcıdırlar. Hele bir de ilk çocuk konuşabiliyor ve “kardeş istiyorum” diyorsa anne-baba iyice kargaşaya düşer. İkinci çocuğu yapalım mı?
Kardeş zamanı

Gerçekten böyle bir zaman var mı? Eğer varsa bu anne-babanın her anlamda kendini ikinci bir çocuk için hazır hissettikleri zamandır. İlk çocuk yalnız kalmasın diye dünyaya getirilecek bir çocuk, eğer anne-baba çok kararlı ve hazır da değilse nasıl büyüyecektir? Çocuklar belli bir yaşa geldiklerinde en sık sordukları soru, dünyaya nasıl ve niçin geldikleridir. Onlara “Senin dünyaya gelişinin tek nedeni ablan ya da ağabeyin yalnız kalmasındı.” demek kolay ve doğru olamasa gerek. Tek çocukların sorunlu oldukları savı artık pek geçerli değil. Okul öncesi eğitim yaygınlaşması nedeniyle yaşıtlarıyla olabilen, paylaşmayı öğrenen çocuklar sağlıklı gelişmektedirler. Bu gelişimi bozan tek çocuk olmaktan çok, anne-babaların yanlış tutumlarıdır. Hatta bazı araştırmalar tek çocukların, diğerlerine oranla daha kendine yeten, güvenli ve başarılı olduğunu söylemektedir. O zaman kardeş gelmesi için “çocuğu tek bırakmama” gerekçesi çok da doğru değil. Anne babaların en büyük şoklarından biri yıllarca “kardeş istiyorum” diyen çocukların, kardeş geldiği anda “bunu hemen geri götürün” şeklinde tepki vermeleri ve kardeşlerine olan kıskançlıklarıdır. Çaresiz kalan aileler “Ama biz o istedi diye niyetlendik.” diyerek bunu dile getirirler. Unuttukları; bu istekte bulunanın bir çocuk olduğu, çocukların istedikleri şeylere kavuştuktan sonra özellikle hayal kırıklığı yaşadıklarında vazgeçebilecekleridir. Belki bir de çocukların her isteklerinin yapılmadığı, isteğin doğru olup olmadığına erişkinlerin karar vermesi gerektiği… Genellikle çocuklar gelecek olan kardeşin onlarla oyun oynayacağını, birlikte bir şeyler yapabileceklerini düşünür. Oysa gelen kardeş bir bebektir ve onunla hemen oyunları paylaşmasına olanak yoktur. Oysa anne-babasını paylaşmaya başlamıştır. Hatta özellikle annesinin ona ayırabildiği çok zaman kalmamıştır. Yeni bebek acıkmakta, altının temizlenmesi gerekmekte ve devamlı ilgiyi toplamaktadır. Hele küçük çocuksa, döneme özgü olarak her şeyin onun için olduğunu düşünüyorsa kesin kararını verir. Anne ve babası onu sevmiyordur. Seviyor olsalar yeni bir bebek istemezlerdi. Zaten çevreden birileri “Senin pabuçların dama atıldı.” deyip duruyorlardı. Her ne kadar gidip kontrol etmiş ve pabuçlarının durduğunu görmüşse de bir sorun olduğu kesindir. Bu bebek bu evden gitmelidir. Sık sorulan sorulardan biri de kardeşler arasındaki uygun yaş farkıdır. Aralarında aşırı yaş farkı olması, çocukların birbirleriyle oyun oynama, paylaşma gibi duygularını yaşamalarında sorun oluşturur. Tıbbi olarak iki doğum arasında anne sağlığı açısından belli bir zaman aralığı olmalıdır. Sonra iki kardeşin yaşları ve gelişim dönemleri ne kadar yakın olursa birlikte paylaşımları o kadar artar. Ancak yenisi geldi diye, henüz küçük bir çocuk olan büyüğe abla ya da ağabey muamelesi yapmamak şartıyla. Genellikle aileler, yeni bebek doğunca büyükten ağabey ya da abla olmasını bekler. Oysa onun böyle bir isteği yoktur ve sizden bunu istememiştir. Öyleyse olgun davranmak, bebeğin bakımında size yardımcı olmak, kardeşini korumak, kollamak zorunda değildir. Bunları zorunlu olduğu ya da siz istediğiniz için yapmaz, kendi istediği için yapar. Siz böyle bir sorumluluk yükledikçe ve beklentiye girdikçe onun sevilmediğine, ikinci plana itildiğine inancı artacak ve yeni kardeşe öfkelenecektir. Tüm bunlar göz önüne alındığında ikinci çocuk yapmanın zamanı, kendinizi her anlamda hazır hissettiğiniz zamandır.

Kardeş kavgası ve siz

Kardeş kavgalarından ve onların sonuçlarından yakınmak aileler için adeta alışılmıştır. Genellikle sonlandıramamaktan ve her ikisine de yaranamamaktan yakınırlar. Çünkü kardeş kavgasını yatıştırmak için aralarına girip, haklı haksız ayırmaya çalışılır, haksıza ceza verilir. Oysa genellikle kardeş kavgalarında haklı haksız olmaz. Birinde biri haklı ise, öbüründe diğeri haklıdır. Ama siz araya girdiğinizde taraf tutmak zorunda kalır ve her ikisini de memnun edemezsiniz. Sonunda biri diğerini daha çok sevmekle suçlayacaktır. Yapılması gereken birbirlerine zarar vermelerini engelleyip, olayı hiç tartışmadan her birini bir süre ayrı tutmaktır. Onların diğerine ilişkin şikâyetlerini dinlemeyip, kavga istemediğinizi ve birlikte olmayı başarana kadar ayrı durmaları gerektiğini, sorunu sonra kendilerinin halletmelerini söyleyip tarafsız kalmayı başarmaktır.

Tüm zorluklarına karşın çocuk sahibi olmak da, kardeş sahibi olmak da çok zevkli bir şeydir. Yeter ki gereken değeri ve önemi verebilecek durumda olalım. Ve eğer onlara sahip değilsek onların yerini tutabilecek, sevgimizi verebileceğimiz evlatlar, kardeş gibi arkadaşlar bulma şansımızın her zaman olduğunu unutmayalım. Yeter ki isteyelim…

Facebooktwitterlinkedinmail