DOSTLARA VE ARKADAŞLARA

Geçen akşam uzun süredir göremediğim arkadaşlarımla buluşmaya karar verdik. Bu buluşma yine uzun süredir görmediğim bir arkadaşımızın şarkı söylediği yerde oldu. Dinlemeye gittiğimiz kişi Akrep Nalan olunca, yüzündeki kocaman ve sıcak gülümsemesi ve muhteşem sesi ile “Aşinayım ben bu aşka Aşiyan’a” diye başlayınca dinleyen herkes eşlik etmeye başladı. Tüm gece boyunca hem kendinden hem de isteklerden oluşan şarkıları aynı gülümseme ve enerji ile söyledi. Her şarkıya eşlik edildi. Akrep Nalan Bodrum’la anılsa da, İstanbul’da yaşasa da benim için hep biraz Ankara olmuştur. Şarkıların bu denli paylaşılır olması, Nalan’dan gelen tınılar ve yanımdaki yıllarca göremesem de görüştüğümüz gün aynı yerden başlayabildiğimiz dostlar, bazı kavramları tekrar anımsattı.

KiMLER DOSTTUR?
Çevremizde birçok insan bulunur. Ailemiz, okul arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız, komşularımız, arkadaşlarımızın arkadaşları hatta tesadüfen karşılaştıklarımız. Onlar olmadan var olmamız mümkün değildir. Varlığımızın görülmesi ve onaylanması gerekir. Yaptıklarımızın, konuştuklarımızın, düşüncelerimizin ve sevgimizin tanınması bizi var eder. Ayrıca onlardan almamız, öğrenmemiz gerekenler de vardır. İşte bu aşamadan sonra, çevremizdekiler halkalaşmaya başlar. Söylemeleri, dinlemeleri bizi çok ilgilendirmeyenler en dış halkadadır. Sonra bizi biz olduğumuzdan çok, konumumuz nedeniyle dinleyenler, var edenler gelir. Toplum ölçütlerine göre varlığımızı onaylar, bizi dinler ve bilgilendirirler. Gerçek dostlar ise toplumsal yaşamın ölçütleriyle değil, bizi benliğimizle var edenlerdir. Sorunlarımızı, kusurlarımızı, hatalarımızı bilirler. Onaylamasalar da yanımızdadırlar. Kaybetsek de bizim “biz” olduğumuzu bilirler. Eleştirirler, kızarlar ama yanımızdadırlar. Kızgınlıklarını, eleştirilerini, yargılarını bize iletirler. Başkalarıyla konuşup, bizim yüzümüze söylemeyenler, bizden çok, kendi beklentileriyle ilgilenenlerdir.

VE ÇOCUKLAR
Çocukların arkadaşlıklarını tamamen denetimsiz bırakmamak gerekir. Onlarla kurduğumuz iyi ilişkiler bizlerle arkadaşlarını, isteklerini, özlemlerini paylaşmalarını sağlar. Bazı arkadaşlıklardan zarar görebileceklerini biz onlardan önce fark edebiliriz. Bu durumda onlara yasaklar getirmek yerine, endişelerimizi, niçin endişelendiğimizi anlatmak, çok zarar görmesine izin vermeden, deneyerek kendisinin doğruyu görmesini sağlamaya çalışmak daha doğru olur.
Evet, arkadaşlığın önemini çocuklarımıza anlatan, onların doğru arkadaşlar seçmesini isteyen, arkadaşsız kaldıklarında üzülen bizler, onlara örnek oluyor muyuz? Sağlıklı arkadaşlıklar kuruyor, onların ardından konuşmuyor, yardıma ihtiyaçları olduğunda yanlarında oluyor, kötü olduklarını fark ettiğimizde kendimizi koruyor ama onlara da yardımcı olmaya çalışıyor muyuz? Bizim için iyi arkadaştır diyorlar mı? Kısaca, çocuklarımızdan istediğimiz şeyleri kendimiz yapıyor muyuz? Eğer yapıyorsak korkmayalım, çocuklarımız da doğruyu seçecektir. Ama eğer yapmıyorsak, çocuklarımız ve kendimiz için ilişkilerimizi, tutumlarımızı, değerlerimizi bir daha gözden geçirmekte yarar var. Hatta belki de Pal Sokağı’nın Çocukları isimli kitabı alıp, onlarla birlikte bir kez daha okuyabiliriz. Dostluğu, değer vermeyi, arkadaşlarımızı ve onlarla paylaştıklarımızı önemsemeyi, korumayı, sadece çıkarlarımız olduğunda değil, sadece biz kazandığımızda değil; arkadaşlığın her zaman gerekli ve önemli olduğunu onlarla birlikte yeniden öğreniriz. Kendi dostlarınızı, arkadaşlarınızı özlediyseniz, siz de Nalan’ın şarkıları eşliğinde onlarla nedensiz buluşabilirsiniz.

Facebooktwitterlinkedinmail