BU SON EVLİLİĞİNİZ Mİ?

BU SON EVLİLİĞİNİZ Mİ?

Evliliğe başlarken herkes ömür boyu süreceği düşüncesini taşır. Arada sorunlar olunca “Acaba evliliğimiz sürecek mi?” soruları başlar. Bu sorulara yanıtlar aranır. Aranızdaki sevgi, benzerlikler ayrılıklar gündeme gelir. Tartışmalar başlar. Aileler, eş-dost, bazen de terapistler katılır çözüm önerilerine. İnsana en sıkıntı veren düşünce “Keşke evlenmeseydim, baştan hataydı zaten.” olur bu dönemde. Bazı tanıdıklar uyarmıştır oysa, bu evlilik yürümez demişlerdir. Ama bu söylenenlerin bilimsel bir yanı yoktur. Bunu söyleyenler kanıt sunamamıştır size. Akılcı gelen bazı şeyleri ise siz farklı yorumlamışsınızdır. Size karşıdırlar, evleneceğiniz kişiye karşıdırlar, başka amaçları vardır, yeterince tanımıyorlardır vb. bu liste uzar gider. Sonra evlilik kötü gitmeye başladığında onlar yine konuşurlar “Biz sana söylemiştik.”. Bu sadece sizin daha da üzülmenize, kızmanıza yol açar. Geri dönüş yoktur ve şimdi ne olacağının söylenmesini istersiniz.

Birileri çıksa ve size önceden evliliğinizin sürüp sürmeyeceğini söylese ne dersiniz? Başlamadan, karar vermeden bunu öğrenmek ister misiniz? Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışan Ted Huston (Ph D), çalışmaları sonrasında karı-kocanın evliliğe evet dediklerinden 2 yıl sonra birlikte kalıp kalmayacakları ve mutlu olup olmayacaklarını önceden tahmin edebileceğini söylüyor. Bunu söylemek için flört döneminden başlayarak çiftlerin ilişkilerini incelemeye başlamış. Rahatlar mı? Eminler mi? Birbirlerine karşı duyguları nasıl? Ve bazı soruların yanıtlarını bulmaya çalışmış. Sıkça sarılıp, öpüşen çiftler diğerlerine göre daha mı mutlulardı? Romantizmi kaybederlerse boşanma olasılığı artıyor muydu? Ya da tartışan çiftler ayrılma yolunda mı gidiyorlardı?

Birçok araştırma düşmanlık, kin, birbirlerinin fikrine saygısızlığın ve benzer ilişkilerin boşanmanın habercisi olduğunu ortaya koymuştur. Yine evliliğe romantizm ve büyük mutlulukla başlayan çiftlerin, evlilikle kaçınılmaz hale gelen sorunları yönlendirmekte başarısız devam ettiklerini söylemektedirler. Bunların hepsi evli çiftlerin, evliliklerinin gidişleri hakkındaki bilgilerdir. Oysa şimdi bize sunulan bazı verileri daha önceden değerlendirerek daha baştan sonucu görebilmektir. Bu verilere bir göz atalım. Sanılanın aksine, evliliğin ilk yılları mutluluk dolu bir aşkla geçmemektedir. Ve romantik mutluluklarla başlayan evlilikler boşanmaya daha eğilimlidirler. Çünkü evliliğin içindeki romantizmi aynı yoğunlukla sürdürmek çok zordur. Bu nedenle hayal kırıklıkları artar. Oysa daha az romantizmle başlayan evliliklerde beklenti daha azdır. Kavgasız gürültüsüz giden, ideal romantik ilişkileri olmayan çiftler boşanmaya daha az meyillidirler. Çünkü daha az beklentileri vardır ve etkilenme oranları daha azdır. Ve çiftleri boşanmaya sürükleyen, sorunların ortaya çıkması değil, aşkın ve düşkünlüğün kaybolmasıdır.

Bu bulguları yeniden değerlendirelim. Kendi evliliklerimize uyarlamaya çalışalım. Boşanma nedenlerine bakılınca görülüyor ki en sık neden “şiddetli geçimsizlik”. Nedir şiddetli geçimsizlik? Devamlı tartışma, kavga? Hayır, yine görüyoruz ki çoğu kez kast edilen bu değil. Birlikteyken bile yalnız hissetme, paylaşamama, aynı şeyleri yapamama, bir arada geçirilen zamanları gittikçe azaltma ve devamlı birbirlerini eleştirme. Bütün bunların yol açtığı tartışmalar. Artık büyü kaybolmuştur. Birlikte olduğunuz insan her şeyi sizin gibi gören insan değildir. Oysa başlarken siz öyle sanmışsınızdır. Bu büyük hayal kırıklığı boşanmanın yolunu açar. O zaman flört dönemi önemlidir. Karşınızdaki insanı gerçekten ne kadar tanırsanız, hayalinizde yarattığınız sevgiliyi değil de “gerçek onu” ne kadar görebilirseniz, evlilikte hayal kırıklığına uğrama riskiniz o kadar azalır. Evlilik sürecinde değişmezlik ne kadar fazla ise anlaşmazlıklar o kadar az olur. Tabi bu, evliliklerinde mutsuz olan ve durumu korumak için bunu dile getirmeyen çiftleri içermiyor. Sadece aşırı romantik, evlilikte bu romantizmi aynı yoğunlukta sürdürmeye ve filmlerdeki benzeri bir ilişki yaşamaya çalışanları uyarıyor ve filmlerin kavuşma sahnelerinden sonrasını kimsenin görmediğini hatırlatıyor.

Evliliğe başlarken iyi tanımadan, yarattığınız eşe aşık olarak, pembe bulutların üzerinde başladınız ve gittikçe hayal kırıklığına uğruyorsanız risk altındasınız demektir. Ama bu, sevginizin azaldığını göstermez. Tartışmalar evliliğinizi yıpratacaktır. Evlenmeden önce bulutların üzerinden inemediyseniz şimdi toparlanma zamanı. Gerçeği görüp, onunla ve bu gerçekle yaşayıp yaşayamayacağınıza karar verin.

Tüm bu önerilerden anlaşılıyor ki, evlenmeden önce geçireceğiniz tanışma sürecini iyi değerlendirmek, beklentilerinizi gerçeğe uygun ayarlamak evliliğinizin ilk ve son olmasını, bir yastıkta kocamayı, mutlu ve huzurlu bir birlikteliği getirebilir. Tabi pembe gözlüklerinizi bir an önce çıkarmak şartıyla. Yoksa sadece bu evliliğiniz değil, daha sonrakiler için de kimse son olacak garantisi veremez.

 

Facebooktwitterlinkedinmail