BONZAİ: MADDE BAĞIMLILIĞI

B

Bonzai haberleri ile madde kullanımı, bağımlılığı ve satışı yeniden gündeme geldi. Aslında hep gündemde olan konu, zaman zaman yeni çıkan bir maddenin olumsuz sonuçlarının basında görülmesi ile yeni bir sorunmuş gibi bir süre gündemde kalmayı başarıyor. Önemli olan hangi madde olduğu değildir. Bulunabilirliği artan, fiyatı ucuzlayan maddelerin kullanımı artacaktır. Haberlerin ardından, eylem planları yapılıyor, uzman görüşleri alınıyor ve sonra yeni bir olay çıkana değin unutuluyor. Bu arada alındığı söylenen tedbirler ve ileri sürülen fikirlerin çoğu, yasal ve polisiye tedbirlerden oluşuyor. Önlemekten çok, artık bağımlı olanı yakalama, tedavi etme önerileri gündeme geliyor. Bonzai’nin basın ve halk tarafından keşfi, benzer önerileri ve eylemleri gündeme getirdi. En son akademik unvanlı adli tıp hocalarının “tüm okullarda tükürük testi” önerisini okuyunca bu konuya yeniden dönme ihtiyacı hissettim. Madde kullanımının polisiye, yasal ve tıbbi yönleri vardır. Ama asıl önemli olan kullanım olmadan, risk altında olan grupları saptayabilmek ve engellemek olmalıdır. Tükürük testi ile gençleri korkutmanın mümkün olmayacağı bir yana, bunun etik ve psikolojik boyutunu uzmanların ve yetkililerin düşünememesi anlaşılır gibi değildir. Madde ile mücadelenin temel şartı korumadır. Aile, okul ve toplum temelli korumalar etkili olur. Eğer aileler çocuklarını gizli ya da zorla yapılacak kan, idrar ya da tükürük testlerinden tanıyabilecek, yetkililer ise bu yöntemlerle sadece madde kullananı tespit edecek duruma maalesef geldiyse iş işten geçmiş demektir.

NİÇİN KULLANILIR?

Madde kullanımı gençleri etkileyen, biyolojik, ruhsal ve sosyal boyutları olan bir sağlık sorunudur. Bağımlılık yapıcı madde, beyin işlevlerini ve tüm bedensel yapıları etkileyerek, zamanla organ sistemlerinde kalıcı değişiklikler oluşturan, yaşam için gerekli olmayan, doğal ya da yapay keyif verici maddelerdir. Madde kullanımı, değişim ve gelişim sürecindeki gençlerin bunlarla baş etmek için başvurduğu uygun olmayan bir yöntemdir. İlk deneyim çoğunlukla sosyal ortamda ve meraktan olur. Bireysel özellikler, aileye ve çevreye ilişkin faktörler devamlı kullanım için risk oluşturur.

Madde kötüye kullanımının nedenleri:
• Madde kullanımına ilişkin yanlış inanış ve bilgiler
• Büyüdüğünü ispat ve isyan
• Zorluklarla başa çıkamayacağı korkusu
• Merak
• Yaşıt baskısı
• Ruhsal sorunlar
• Madde pazarlayıcılarının tuzakları

Gençlik çağı, madde kullanımına başlama ve bağımlılık açısından riskli bir dönemdir. Çünkü:
• Duygular yoğundur.
• Kendine aşırı güven ve kendine aşırı güvensizlik vardır.
• Gruba uyma arzusu yoğundur.
• Enerjiyi boşaltıcı olanaklar kısıtlıdır.
• Anne ve babalarla iletişim ve sorunlarla başa çıkmada zorluklar yaşar.
• Kitle iletişim araçları yanlış özdeşim modelleri ile çarpıklıklara özendirici zemin hazırlamaktadırlar.
• Gençlere sahip çıkılacak olanaklar azdır (spor, eğitim, eğlence vb.).

Tüm bunlara karşın her çocuk ve genç madde kullanmamaktadır. O zaman bazılarının kullanımına yol açan etmenler vardır. Bunları kişisel etmenler ve sosyal etmenler olarak ele alabiliriz. Kişisel etmenler; cinsiyet, genetik yatkınlık, ev yaşam koşulları, evde ilaç kullanım örüntüleri, kişilik özellikleri, eğitim ve iş başarısızlıklarıdır. Sosyal etmenler ise; fiyatlar ve kolay ulaşma, çevredeki insanların kullanıyor olması, medya etkisi, kullanıma ilişkin yasal düzenlemeler, diğer doyum sağlayıcı şeylere zor ulaşım ve bazen de sağlık eğitim girişimleridir.

Bağımlı çocuk ve gençlerin ailesel yapıları çok önemlidir. Aile-çocuk ilişkisinde, ailenin çok kısıtlayıcı ya da aşırı izin verici olması aynı oranda zararlıdır. Anne baba ayrılığı kadar babanın “yok” olması, yani evde olmasına karşın varlığını paylaşmaması riski arttırır. Alkolik baba oranı çok yüksektir. Anne-baba arasındaki olumsuz duyguların, özellikle anne-oğul ilişkisine aktarımı, anne ya da babanın aşırı ilaç kullanımı, evde madde kullanımı olması, aile-çocuk ilişkisinin zayıflığı, çocuğun yoğun bağımlılık-bağımsızlık çatışması yaşaması saptanan aile yapılarıdır.

Çocuğun yaşamında ani değişikler iyi izlenmelidir. Okul başarısında ani düşüşler, arkadaş çevresinde değişiklikler, davranışlarında bozulma, aşırı içine kapanıp ilişkiyi kesme gibi durumlarda bir sorun olduğu düşünülebilir.
Madde kullanımının tıbbi tedavisi vardır. Hastanede yatarak ve sonra ayaktan tedavi ile devam edilir. Ama asıl önemli olan, risk altında olanlar başta olmak üzere engellemektir. Bunun için alınacak yasal, toplumsal, okula ilişkin tedbirlerin yanında yardım yolları vardır.
• Beceri kazandırma: HAYIR demeyi öğretmek.
• Danışmanlık: Sağlıklı bağlanmayı sağlamak, sağlıklı özdeşim modelleri ve paylaşma çok önemlidir.
• Akademik başarıyı arttırma: Çok önemlidir. Çocuk ve gencin yaşıtları tarafından reddini azaltır. Daha az yıkıcı davranışlar göstermesine neden olur. Kendini tanır, güveni artar, suçluluk duygusu azalır ve madde kötüye kullanımı azalır.
• Bireyin zihinsel ve sosyal işlevlerini arttırmak: Sağlıklı yaşıt üyeliklerine yöneltmek, sağlıklı yan uğraşlar yaratmak.
• Yetişkin dünyasına sağlıklı kabul: Onlara kendi kendine disiplin, saygı, sorumluluk ve sosyal güven yaratmak bunları sağlayacaktır.
• Değişik etkinlikler: Çocuk ve gence farklı yönlerini tanıma fırsatı vermek, farklı arkadaşlıklar kurabilme şansları tanımak, aile ve diğer çevrelerin onları kabul etmesi ve birlikte hoş zaman geçirmek önemlidir.

Facebooktwitterlinkedinmail