ZEKÂ GERİLİKLERİ

Dünyaya getirdiğiniz, geleceği için hayaller kurduğunuz çocuğunuzun bir sorunu olduğunu öğrenmek zordur. Öğrendikten sonra bununla baş etmek, savaşmak bazen daha zordur. Yine de bu gerçeği öğrenen ailelerin ilk sorusu “ne yapmaları gerektiği, neler yapılabileceğidir. Fiziksel bir sorun varsa, konuyla ilgili daha gelişmiş tıp merkezlerine gitmek, ameliyat, tedavi ne gerekiyorsa, olanakları zorlayarak yapmaya çalışmak biraz olsun rahatlatıcı olabilir. Çocuğunuzun zekâ gelişiminin yaşıtları gibi olmadığını öğrenmek zordur. Ama durumu tamamen değiştirmek için, yapılacak bir tedavi olmadığını öğrenmek daha zor olabilir. Bunun anlamı yapılacak hiçbir şey olmadığı değildir. Sadece aradaki farkın yıllarla kapanamayacağı gerçeği ile yüzleşmektir. Nedir bu kadar önemsenen zekâ?

Zekânın işlevlerini olduğu kadar, tanımını yapmak da karmaşıktır. Öğrenme, öğrenilenleri kullanabilme, çözüm bulma ve yeni durumlara uyum sağlayabilme yeteneği zekâdır. O zaman ikinci bir soru çıkar karşımıza: Zekâ geriliği nedir ve neye göre belirlenir? Aslında tarif edilmeye çalışılan, gelişim döneminde olması gereken uyumsal bozukluklarla giden, olması gerekenin altındaki zekâ işlevleridir. Bu kısıtlılık kişinin akademik ve sosyal alanına yansır. İletişim kurması, kendine bakımı, çalışması gelişim dönemine uygun gelişmemiştir. Doğumdan itibaren bu geriliği saptamak olanaklıdır. Çünkü zekâ geriliğine bazı bedensel gerilikler de eşlik eder. Bebeğin başını tutması, oturması, emekleme ve yürümesinde olan gecikmeye, konuşma, tuvalet eğitimini geç alma gibi özellikler eşlik eder. Yine de bu, evde kendi kendine konulabilecek bir tanı değildir. Birçok başka sorunda benzer belirtiler olabilir ve bunun ayrımını ancak bir uzman yapabilir.

Zekâ geriliği tanısı koymak için bazı ölçütler gerekir:

– Ortalamanın önemli derecede altında zekâ işlevselliği: Zekâ testinde 70 ya da altında zekâ bölümü olması.

– İletişim, kendine bakım, ev yaşamı, toplumsal-kişiler arası beceriler, sağlanan olanakları kullanma, kendi kendini yönetip, yönlendirme, okulla ilgili beceriler, iş, boş zamanlar, sağlık ve güvenlik alanlarından en az ikisinde yetersizlik ya da bozukluk olması.

– 18 yaşından önce başlamış olma.

Bu ölçütlere göre tanımlanan zekâ geriliğinin çeşitli düzeyleri vardır. Bu düzeyler testlerden alınan sonuçlara göre belirlenir ve her düzeyin yapabilecekleriyle yapamayacakları söylenebilir.

İleri derecede zekâ geriliği: (Zekâ bölümü düzeyi: 0 ile 20-25): Tam olarak bağımlıdırlar. Genellikle kurum bakımı gerektirirler. Ek bedensel sorunlar da sıktır. Büyüdükçe bazı motor gelişimleri olabilir. Sınırlı olarak kelime kullanabilirler.

Ağır zekâ geriliği: (Zekâ bölümü düzeyi: 20-25 ile 35-40): Konuşma az ve yetersiz, motor gelişim zayıftır. Bakım gerekir. Büyüdükçe konuşma ve ilişki kurma öğretilebilir. Yönlendirmeyle kendi gereksinimlerini karşılayabilirler.

Orta derecede zekâ geriliği: (Zekâ bölümü düzeyi: 35-40 ile 50-55): Konuşma ve ilişki kurma gelişebilir. Sosyal beceriler ve iş için eğitilebilirler. Çok fazla beceri gerektirmeyen işlerde çalışabilirler.

Hafif derecede zekâ geriliği: (Zekâ bölümü düzeyi: 50-55 ile 70): Gerilikleri azdır. Özel alt sınıflarda eğitim görebilirler. Destekle iş ve beceri eğitimi kazanabilirler. Yaşam olayları için desteğe gereksinim duyarlar.

Sınır ve donuk zekâ: (Zekâ bölümü düzeyi: 71-90): Ağır öğrenen çocuklar, özel eğitim gerekmez, geç kavrar, çabuk unuturlar. Birkaç yıl geriden ama normal eğitim alabilirler.

Nedenler Zekâ geriliklerinin nedenlerini doğum öncesi, doğum sırası ve sonrası nedenler olarak ayırmak mümkündür. Doğum öncesi nedenler bazı kalıtsal sendromlardır. Ayrıca anne karnındaki bazı enfeksiyonlar zekâ geriliğine neden olabilir. Gebelik sırasında enfeksiyon kapma, radyasyona maruz kalma, zor doğum nedeniyle bebeğin oksijensiz kalması çocuğun zekâ gelişimini doğum sırasında olumsuz etkiler. Doğum sonrası geçirilen bazı hastalıklar (ağır boğmaca, kızamık, menenjit vb.) da nedenlerdendir.

Tanı eğitimli psikologlar tarafından yapılan ve yorumlanan zekâ testleriyle konulur. Yine de gözlemeden, öyküyü dinlemeden, klinik olarak değerlendirmeden sadece test sonuçları ile tanı koymak doğru değildir.

Neler yapılmalı? Çocuğumuza yardımcı olmanın ilk adımı, ne kadar zor olursa olsun onun yetersizliklerini kabullenmektir. Ancak kabullendiğimizde onu doğru yönlendirebilir ve gerçekten yardımcı olabiliriz. Öncelikle doğum öncesi ve doğum sırasında alınacak bazı tedbirler çocukların sorunlu olmasını engeller. Fenil ketanüri gibi bazı metabolik hastalıkların hemen teşhis edilmesi ve gerekli tedavilerin yapılması zekâ geriliğinden çocukları korur. Ama eğer koruyamazsak, gelişimine uygun, zekâ düzeyine göre en iyi eğitimi vermek gerekir. Zaman zaman saldırgan, uyumsuz davranışları olabilir. O zamanlar davranış tedavileri, destekleyici tedaviler ve ilaç tedavileri gerekebilir. Her çocuk için yapılması gereken ve yapılabilecek bir şeyler vardır. Onların eğitim görebilecekleri okullara, ailelerinin bakamadıkları ya da olmadığı zamanlarda güvende olduğunu bildikleri bakım evlerine gereksinimleri var. Onlara acımak yerine, ülkemizde olmayan ama gerekli olan sistemlerin kurulmasına çalışmak gerekir. Bunları yapmak yerine illa da acımak istiyorsanız, zekâ geriliği olanlara değil, olan zekâlarını kullanmayı beceremeyenlere ya da zekâlarını gereksiz ve anlamsız şeylere harcayanlara acıyabilirsiniz.

Facebooktwitterlinkedinmail