TELEVİZYON ÇOCUK BAKICISI DEĞİLDİR!

Televizyon müthiş bir buluş. Türkiye’ye ilk geldiği zamanı çok iyi hatırlıyorum. Siyah-beyaz, tek ekran. Başlangıçta haftanın belli günleri, sonra her gün oldu. Evlere televizyon misafirliğine gidilmeye başlanmıştı. Çoluk çocuk herkes seyrederdi. Kimsenin aklına, çocuklarla televizyon arasında kurulacak ilişkinin, aileler için sorun olacağı gelmiyordu.

Bu uzun sürmedi. Yaklaşık üç yıl içinde, okulda arkadaşlarımın “Ailem hafta içi televizyon izlememe izin vermiyor, ders çalışmıyorum diye kızıyor.” yakınmaları başlamıştı. Sonra süreç hızla ilerledi. Renkli, çok kanallı, uydulu TV derken, özel programlar yayınlayan dijital kanallar oldu. Ailelerle çocuklar, çocuklarla uzmanlar karşı karşıya geldi. “Ne kadar izlenmeli? Kaç yaş izlemeli? Nasıl program seçilecek? Programlar kötü etkiliyor mu?” soruları her yerde tartışılıyor. Bir yandan okullar açıldı, evlerde tartışmalar arttı. Diğer yandan şiddet, cinsellik ve bazı ruhsal sorunların nedeni olarak televizyon gösteriliyor. Üstelik çocuklara, hatta bebeklere özgü kanallar, dvdler çıktı. Bunların hepsini içeren sorular gittikçe artıyor. Hepsine topluca yanıt bulmaya çalışacağım.

0-3 yaş televizyon izlesin mi?

Son zamanlarda en sık gelen soru bu. Bebeğin gelişimi için çok önemli olan bir zaman dilimi söz konusu. Anneyle bağlanmanın olduğu, yürüme, konuşma, tuvalet eğitiminin alındığı dönem. Yani bebeğin çok şey öğrenmesi gereken bir zaman. Bu süreyi bebeğinizi bir televizyonun karşısına oturtarak geçirirseniz, öncelikle sizle ilişkisi sağlıklı olmaz. Sonra konuşması gecikir, çevreyi tanıyamaz, sosyalleşemez. Öte yandan; zihin gelişiminin olduğu bu dönemde kavramları öğrenmesi için onlara özel hazırlanmış programlar, cdler işe yarar. Özellikle onunla birlikte oturup, paylaşacağınız, öğreneceğiniz renkler, cisim isimleri onu geliştirirken, sizinle bebek arasında ilişki de kurar. Televizyonun bebek bakıcısı olmadığını, bu yaş grubu için bir kez daha vurgulamakta yarar var.

3-6 yaş sosyalleşmenin, arkadaş edinmenin, bağımsızlık ilan etmenin yaşıdır. Kendi başına yürüyebilen ve konuşabilen çocuk anneden bağımsızlaşmaya başlar. Aynı zamanda kahramanların, çizgi filmlerin beğenilmeye başladığı dönemdir. Anneden bağımsızlaşan çocuğa, adı televizyon ya da DVD olan yeni bir bağımlılık nesnesi yaratılmaması en önemlisidir. Gerektiği kadar ve kontrollü izlemek çocuğun diğer alanlara da yönelmesini sağlar.

Okul zamanı ne yapmalıyız?

Uzun okul süresi, büyük illerde ona eklenen yolu da katınca çocuklara evde çok az zaman kalıyor. Bu zamanda aile ile ilişki, basit temizlikleri, yemek zamanı ve ders olunca televizyon izleme süresi ailelerle çocuklar arasında sorun yaratıyor. Ayrıca bazı programların korku, şiddet, yanlış özdeşim modelleri nedeniyle zararlı olabildikleri de düşünülünce sorun büyüyor. (Ayrıntı için www.bengisemerci.com) Televizyonu tümden kapatmak sorunu çözer gibi görünse de başka sorunlara yol açıyor. İzlemesine izin verildiğinde ise izlem süresi ve program seçimleri endişe ve tartışma nedeni oluyor. Denge nasıl kurulacak? Belki de işe ailelerin televizyon seyretme süreleriyle başlamak gerekir. Siz bütün geceyi televizyon başında geçirirken, çocuğa hayır demek zordur. İkincisi ailenin seyrettiği programlar. Ona zararlı, gereksiz dediğiniz programları izliyorsanız, ya da daha bile düzeysiz programlarla vakit geçiriyorsanız doğru model olmanız zordur. Öncelikle doğru örnek olmak, sonra program seçimi ve süresi konusunda kararlı olmak çözüm olabilir. Unutmayın televizyon önemli bir buluştur ve doğru kullanıldığında size hizmet eder. Önemli olan onun bakıcı olmadığını ve kontrolün sizin elinizde olduğunu unutmamanızdır.

 

Facebooktwitterlinkedinmail