SÜNNET MEVSİMİ

Okulların kapanması ve yazın gelmesiyle birlikte, sünnet mevsimi de başlayacaktır. Dinimizce yapılması gerekli, sağlık açısından önerilen bir işlem olan sünnetin genellikle düşünülmeyen yönü ruhsal etkileridir. Oysa yapılma zamanı, anlatılış şekli ve yapılış koşulları, çocuğun ruhsal gelişimi açısından önemlidir.

3-6 yaş arası gelişim dönemi, çocukların cinsel kimlik gelişimleri açısından önemli bir dönemdir. Bu dönemde bir yandan kendi cinsinden olan ebeveynle özdeşim yaparak, kendi cinsine ait kimlik özelliklerini oluştururken, bir yandan da cinsel organı ve diğer cinsle farklılıklar önem kazanır. Bu nedenle birbirlerinin cinsel organını merak eden kız ve erkek çocukları, aradaki ayrımı fark ettiklerinde değişik bir süreçten geçerler. Kız çocuğunun pipisi olmadığını keşfeden erkek çocuğu, onun bu organını yitirdiği, bu durumda kendinin de kaybedebileceği endişesi taşımaya başlar. Bu endişeye iğdiş edilme (kastrasyon) korkusu denir. Aynı zamanda bu dönem beden bütünlüğünün çok önem kazandığı, en küçük yaralanmaların bile abartılarak korkunç hale getirildiği bir dönemdir. 3-6 yaş arasının korkuların yoğunlaştığı bir dönem olduğu da unutulmamalıdır. Tüm bu ögelerin yanında, toplumsal olarak da “pipiye” verilen önem düşünüldüğünde, 3-6 yaş arasında sünnet olmanın bir çocukta yaratacağı sorunlar anlaşılabilir. Özellikle bizim toplumumuzda bir yandan “amcalara göstermesi” istenerek organının ne kadar önemli olduğu vurgulanan, bir yandan da şaka olarak yakalandığında “pipisinin kesileceği, koparılacağı”, hatta “yenileceği” söylenen çocuğun kayıp duygusu aşırı derecelere varabilir. Böyle bir süreç yaşayan çocuğu bu dönemde sünnet ettirmek, tüm bu korkularının bir anlamda gerçek olduğunu ona göstermektir. Bu bilgilerin ışığı altında, ruhsal açıdan 3 yaş öncesi ya da 6 yaş sonrasının sünnet için daha uygun zamanlamalar olduğu, tıbbi olarak zorunlu kalmadıkça 3-6 yaş arasında sünnet yaptırılmaması gerektiği anlaşılır.

Kim, nasıl anlatmalı

Doğru zaman seçildikten sonra çocuğa, öncelikle güvendiği birilerinin daha sonra da doktorun yapılacak işlemi anlatması gerekir. Genellikle çevreden duyduğu şeyler, korkutmalar, gelişimsel olarak döneme özgü özellikler nedeniyle, çocuk sünneti pipisinin tamamen kesileceği, canının çok yanacağı bir felaket olarak algılamaktadır. Bu nedenle tercihen babanın, öncelikle çocuğu korkutmadan bu işlemi anlatması gerekir. Pipisini kaybetmeyeceği, kendisinin de bu olayı yaşadığını vurgulaması çocuğu yatıştırıcı olur. Daha sonra sünneti yapacak olan yetkili kişinin, sünnetin pipisinin ucundaki bir bölümün düzenlenmesiyle ilgili olduğunu, kesmenin söz konusu olmadığının açıklamalarının ardından, uyuşturma sürecinden başlayarak çocuğa bütün süreci yaşına ve anlama düzeyine uygun olarak anlatması gerekir. Canının ne kadar acıyabileceği, sünnet sonrası yaşayacakları çocuğa aktarılması gereken bilgilerdir. Tıbbi açıdan, hastane koşullarında, temizlik kurallarına uygun olarak, işin ehli birileri tarafından yapılması sağlık açısından olduğu kadar, çocuğun kaygılarının azalması açısından da önemlidir. Geleneksel olarak yapılan sünnet eğlenceleri ve armağanlar, çocuğun kaygısını gidermeye yöneliktir. Özel kıyafetler, arkadaşlar, çevrenin bu olaydan dolayı çocuğa yönelik takdirleri, armağanlar çocuğun ilgisini dağıtır. Abartılmadan yapılan bu tür uygulamalar, çocuğun kayıp duygusunu giderip, kaygısını azaltır. Bebeklik döneminde yapılan sünnet, çocukta bu tür kaygılar uyandırmayacaktır. Bir yaş öncesi, özellikle yeni doğan döneminde yapıldığında açıklama ve hazırlık gerektirmez. Ayrıca bu yaş gurubunda bedenin kendini onarımı daha hızlı olduğundan süreç daha kolay olacaktır. Bir- iki yaş arasında ise daha kısa açıklamalar yeterli olabilir. İlerde arkadaşlarının sünnet törenlerinde kendisinin sünnet olup, olmadığına ilişkin soruları, bir daha olmasının gerekeceğine ilişkin kaygıları olabilir. Bu nedenle bebeklik döneminde sünnet olan çocuğa, özellikle yakın çevresinden birileri sünnet olacağı zaman, bu konuda açıklama yapmak ve tekrar olması gibi bir olasılık olmadığının açıklanması uygundur.

Kardeşler

Bazen iki erkek kardeş olunduğunda, büyük kardeş küçük kardeş için bekletilmekte, iki çocuğun birden sünnet olması planlanmaktadır. Eğer aradaki yaş farkı fazlaysa, yaşı ve algılaması nedeniyle zaten kaygısı daha fazla olan büyük çocuğa bir de kardeşine örnek olma, korkmadığını ispatlama gibi yükler getirmektedir. Oysa ağabey olmak onun endişelerini gidermek için yeterli değildir. Bu durumlara da, her çocuğu uygun yaşta ayrı ayrı sünnet ettirmek, ya da birlikte olacaksa büyük çocuğa diğerinin endişesini azaltmak gibi bir yük vermekten kaçınmak uygundur.

Üç yaşından önce ya da altı yaşından sonra, ehli bir kişi tarafından, temizlik kurallarına uyularak, çocuğun hazırlandığı, bilgilendirildiği bir sistemle yapılan sünnet, ruhsal açıdan büyük sorunlar oluşturmadan, dini koşulların yerine getirilmesini, tıbbi olarak da önerilen işlemin sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır.

 

 

Facebooktwitterlinkedinmail