ŞU STRES DEDİKLERİ!

Stres günlük yaşamın ve konuşmanın bir parçası oldu adeta. Stresin neden olduğu hastalıklar, sorunlar ve hatta cinayetler onu gittikçe önemli hale getiriyor. Stres gerginlik ya da tehlike oluşturan, bu nedenle de uyum ya da değişim gerektiren beklentinin ifade edilişidir. Çevreden gelen istek ve beklentilerle, insan kendini gergin ya da tehdit edilmiş hisseder. Bununla başa çıkabilmek için yollar ararlar. Dışarıyla kendi arasında denge kurarak bu gerginlikten kurtulmak ve uyum sağlamak zorundadır. Bu uyum bazen başarıya, bazen başarısızlığa yapılır. Her ikisi de o an için gerginliği giderir. Çünkü bunu yapabilmek sağlığımız ve yaşantı kalitemiz için çok önemlidir.Stres günlük yaşamın ve konuşmanın bir parçası oldu adeta. Stresin neden olduğu hastalıklar, sorunlar ve hatta cinayetler onu gittikçe önemli hale getiriyor. Stres gerginlik ya da tehlike oluşturan, bu nedenle de uyum ya da değişim gerektiren beklentinin ifade edilişidir. Çevreden gelen istek ve beklentilerle, insan kendini gergin ya da tehdit edilmiş hisseder. Bununla başa çıkabilmek için yollar ararlar. Dışarıyla kendi arasında denge kurarak bu gerginlikten kurtulmak ve uyum sağlamak zorundadır. Bu uyum bazen başarıya, bazen başarısızlığa yapılır. Her ikisi de o an için gerginliği giderir. Çünkü bunu yapabilmek sağlığımız ve yaşantı kalitemiz için çok önemlidir.

Neler stres yaratır?

Stres yaratan olaylar sadece yaşandığında değil, olması beklendiğinde dahi stres yaratabilirler. Sanılanın aksine sadece kötü olaylar değil, başımıza gelen iyi şeyler de strese neden olabilirler. Çünkü bu tür olumlu olaylar, değişim ve uyum gerektirirler. Evlilik buna en güzel örnektir. Düğün, hazırlıklar, aileler arasında uyum sağlama çabası, arkadaş ilişkileri hem değişim hem de uyum gerektirir ki başlı başına bir stres kaynağı olur. Benzer şekilde şehir değişikliği çok istenerek ve yeni kazanımlarla yapılmış olsa da, yeni arkadaşlar, yeni iş ortamı, yeni öğrenilmesi gereken bilgiler stres getirir.Stres yaratan nedenlerden en önemlisi değişikliklerdir. Her değişikliğin getireceği stres, farklı şiddette olacaktır. En önemli ve aşırı stres kaynakları olarak, işsizlik, ayrılık ve boşanma, doğal afetler, savaş, terör ve yas tutma sayılabilir.

Günlük sıkıntılar ve stres

Çağımıza “stres çağı” unvanını kazandıran artan günlük sıkıntılardır. Trafik sıkışıklığı, yolda küçük kavgalar, bir yerlere yetişme çabası, işte yükselme çabaları, yalnızlık hissi gibi her an karşılaştığımız, stres yaratan büyük olayların yanında önemsiz görünen ama sık sık karşılaşılması ve birikim yaratması nedeniyle en az onlar kadar stres yaratan sıradan olaylardır. Günlük sıkıntıların da, korkunç afetlerin de, büyük değişikliklerin de stres yaratma nedenleri aynıdır: Engellenme, baskı ve çatışma. Ulaşmak istediğiniz amaca uzanırken engellenirseniz stres için bir neden oluşmuş demektir. Üniversite sınavını kazanamayanların stresi, engellenme sonrası ortaya çıkar. Sevgiliden ayrılmanın yarattığı stresin kaynağı da engellenmedir. Eğer yeni bir amaç yaratabilir ve yeni yol çizebilirseniz bu stresin yaratacağı olumsuzluklardan korunabilirsiniz. Başarı ve gelecek için yapmanız gerektiğini düşündüğünüz şeyleri yaparken hissettiğiniz baskı, stresin diğer nedenidir. Yaşamın başarı, daha çok para, daha yüksek mevkiler, popüler olma gibi koşullara bağlandığı zamanımızda stresin artmış olması şaşırtıcı değildir. Çatışma en yaygın stres nedenidir. Aynı anda olan ve ikisinde de bulunmanız gereken toplantılar, seçim yapılması gereken fırsatlar, aşklar çatışma yaratır. Bazen ikisini de istediğimiz seçenek arasında, bazen ikisini de istemediğimiz seçenekler arasında olan çatışma stres yaratır. Bazen de yaklaştığımız ama korktuğumuz seçimler zorunda kalırız. İstediğimiz ama zorlanacağımız iş, sevdiğimiz ve birlikte olamayacağımızı düşündüğümüz sevgili gibi.

Stresten farklı etkileniriz!

Aynı streslerle karşılaşsak bile hepimiz aynı oranda etkilenmeyiz. Aslında en önemli stres kaynağı, insanın kendine yarattığı strestir. En başarılı olma isteği, herkes tarafında sevilme isteği, isteklerim gerçekleşmese dünyanın sonu gelir şeklindeki düşünceler insanların kendilerine yarattıkları streslerdir. Bunlar gerçekleşmeyince üzüntüden perişan olurlar. Bu stresi hiçbir dış etken yaratamaz. Bu şekilde olmayan insanlar da stresten aynı şekilde etkilenmezler. Bazıları kolay baş ederken, bazıları en küçük sorunlarda bile zorluk yaşarlar. Bu fark, stres yaratan olayları algılayış ve tepki veriş şeklimizden doğar. Kendimizden ne kadar emin olduğumuz ve kendimize olan güvenimiz algımızı ve tepkimizi etkiler. Yaşamını kontrol ettiğine inanan, kendi değer ve işlerine bağlı olup, başkalarının baskılarına meydan okuyarak karşılayanlar, strese psikolojik olarak daha dayanıklıdırlar.

Stres ve sağlık

Stres karşısında insan tepki verir. İlk tepki uzaklaştırmaya yöneliktir. Gerginlik, kalp atışlarımızda artma gibi belirtileri kontrol etmeye çalışırız. Uzun sürer ve başaramazsak gittikçe yıpranır ve tükeniriz. Psikolojik tükenmeyi beden izler. Özellikle bağışıklık sistemini ilgilendiren sorunlar oluşur. Eğer bir hastalığınız varsa artar. Kalp hastalıklarının engellenmesi ve tedavisinde, stresi kontrol etme çok önemli hale gelmiştir. Aksayan bağışıklık sistemi beden direncini azaltır. Kanser gibi hastalıklarda kullanılan “üzüntüden oldu” sözü buradan kaynaklanmaktadır. Mide, bağırsak sistemi, cilt reaksiyonları, böbrekler strese kısa sürede yanıt veren sistemlerdir.
Stresle nasıl baş edileceği bir sonraki yazının konusudur. Şimdilik kendimize güvenmekle korunmaya başlamakta yarar var.

 

Facebooktwitterlinkedinmail