OYUN VE ÇOCUK

  • Çocuğum yemek hazır, gel!
  • Oyunum bitmedi, bitince geleceğim!
  •  Bırak gel, yemekten sonra devam edersin. Sanki iş yapıyor, oyun oynuyor, kaldığı yerden devam eder.

Evet annesi, aslında o iş yapıyor. Çünkü oyun çocuğun işidir, hatta bir anlamda yaşamıdır. Erişkinler kendi oyunlarının önemini anlasalar da, çoğu kez çocuklar için aynı şeyi düşünmezler. Oysa çocuğun gelişimi, duygularını aktarımı, erişkinleri nasıl gördüklerinin ve algıladıklarının anlatımı için oyun çok önemlidir.

Oyunun ve oyuncağın Önemi

Çocuğun duygusal, motor, sosyal ve zihinsel gelişimi için oyun çok önemlidir. Oyun çocuğun kurduğu bir dünyadır. Bu dünyada konuşarak dile getiremediklerini oyunla dile getirir. Bir çocuğun oyununu izleyerek onun gelişimi, endişeleri, istekleri, beklentileri gibi birçok konuda fikir sahibi olabilirsiniz. Çocuğun seçtiği oyuncaklar gelişimi ve sorunları hakkında bilgi verebilir. Bu nedenle hangi oyuncakların ne zaman alınacağı, oyuncaklarla oynama şekli, oyuncaklar yerine başka nesneleri oyuncak gibi kullanmasının anlamı önemlidir. Birçok anne-baba oyuncak almanın sadece maddi yönüyle ilgilenirler. Oysa oyuncakların çoğunun üstünde yaş aralıkları vardır. Bunun anlamı oyuncağın o yaş grubunun ilgisini çekeceği ve becerebileceği, ayrıca becerilerini geliştirmesine yardımcı olabileceği anlamına gelir. Bunlara dikkat edilmeden seçilen oyuncaklar çocuğun ilgisini çekmeyecek, çabuk tüketecek, gelişimine katkıda bulunmayacak ve gelecekte olması gereken seçenekleri tüketecektir. Bu nedenle oyuncak seçmek de, oyun kadar ciddi bir iştir. Tabi o oyuncakları değerlendirmek de. Son zamanlarda ailelerden gelen iki temel yakınma oluyor. Bunlardan biri çocukların bir oyuncağa ilgisinin çok çabuk bittiği, ikincisi ise kendi kendilerine oynamadıkları, anne-babalarını istedikleri ama anne-babaların oyun oynamaktan zevk almadıkları. Oyuncaklarından çabuk vazgeçen çocukların ortak bir özellikleri var. Hepsinin sayılmayacak kadar çok oyuncağı olması, odalarının adeta oyuncakçı dükkânı gibi olması. Sayısız, beklentisiz alınan oyuncakla çocuğun bağlanmasına fırsat kalmamaktadır. Odasında 90 tane bebeği olan ve hiçbirine isim bile koymamış, doğru dürüst oynamamış, sadece alındığı anda, bir diğeri için pazarlık yapmış bir kız çocuğunun bebeğine verdiği değerle, benim zor bulunduğu için 11 yaşında kavuşabildiğim, konuşup yürüyebilen Zeynep isimli bebeğime verdiğim değeri karşılaştırmak sanırım haksızlık olur. O zaman yaşına uygun, seveceği ve en azından bir süre yerine yenisini koyamayacağı bir oyuncak almak gerekir.

Aileler ve oyun

Gelelim anne-babalara. Günümüzde çocuğu ile iletişim kurma yolları arayan aile için oyun bulunmaz bir ortamdır. Çünkü:

• Oyun ortamı çocuğun kendini ifade etmesi için doğal bir ortamdır.

• İletişimini ve kendi duygularının ifadesini arttıran bir ortamdır.

• Çocuğun kendini yenilemesi, yapıcılığını geliştirmesi için uygun bir ortamdır.

• Oyun içinde kontrol edebildiği için sıkıntı duyduğu şeyleri tekrarlayarak, değiştirerek baş etmesini sağlar.

• Oyun sırasında, erişkinler çocuğu gözleyerek onu daha iyi anlayabilir, onunla sözel olduğundan daha rahat iletişim kurar.

Bunları bildiğimizde çocuklarımızla oyun oynamanın, sandığımız gibi sadece onları mutlu etmek, vakit geçirmek için öylesine yapılan bir işlem olmadığını anlayabiliriz. Çocuğumuzla oyun oynamak yalnızca onun için değil, bizim için de önemlidir. Çocukla oyun oynamak demek, erişkinin kontrolü eline alarak oyunu idare etmesi demek değildir. Çocuklar oyunlarına karışılmasına, yönlendirilmesine kızarlar. Yapılması gereken, onun oyununun bir parçası olmaya çalışmaktır. Unutmamak gerekir ki bizim için sahte olan oyun alanı onun için gerçektir. Onun fincanındaki çay sıcak ve içilmek içindir. Onun sattığı kalem, siz elinde göremeseniz de vardır ve sizin de ona sadece ikinizin görebileceği, kalemin bedeli olan parayı uzatmanız gerekir. Çocuklar onlarla oyun oynayan erişkinin bunu istekli mi yoksa baştan savma mı yaptığını algılarlar. Hatta bu duygularını eğer becerip anlayabilirseniz size sözel olmasa da, yine oyun içinde dile getirirler. Oynadığınız evciliğin bir yerinde, aslında sizin orada olmadığınızı algılayan çocuğun oyunun kurgusunu değiştirerek, evcilik evindeki annenin sıkılmış olduğundan bahsettiğini, ya da arabalarla oynarken dikkati dağılan babanın kaza yaptığını oynamaya başladığını fark edebilirsiniz. Eğer bunu başarır da oyuna geri dönebilirseniz, oyun kaldığı yerden devam eder.

Çocuğa doğru oyuncakları seçmek, onunla oyun oynamayı becerebilmek yetmez. Hiçbir erişkin ne yaparsa yapsın bir çocuk gibi oyun oynaması zordur. Bu nedenle kendi yaşıtı çocuklarla birlikte olmaya ve oynamaya ihtiyacı vardır. Şimdi, özellikle büyük şehirlerde çocukların sokaklarda, merdivenlerde komşu çocuklarıyla oynama şansı olmadığına göre başka çözüm bulmamız gerekir. Bu da çocuğun diğer tüm becerilerine katkısının yanı sıra oyun oynaması için de uygun ortam olan kreşlerdir. Çocuklar genellikle 3 yaşına kadar bireysel oynarken, kreş yaşı olan bu yaştan sonra arkadaş ararlar. Uygun oyuncak, uygun arkadaş ortamı ve biz. Çocuğumuzun gelişimi için gerekli olanların bir kısmı. Oyuncağın ve oyunun önemini anlamak gerekli. Birçok ülke bunu anlayalı uzun zaman oldu. Sevgili Sunay Akın bin bir zahmetle hazırladığı oyuncak müzesini açtığında, belki diğer erişkinler de anlayacak ve çocuklarıyla oynamayı becererek hem çocuklarının hem de kendilerinin gelişimine katkıda bulunabilecekler.

 

Facebooktwitterlinkedinmail