NİKOTİN BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİ: SİGARAYI BIRAKALIM!

Bir önceki yazıda sigara (nikotin) bağımlılığının bir hastalık olduğundan bahsetmiştik. Şimdi her hastalıkta olduğu gibi nasıl oluştuğundan ve tedavisinden bahsedelim.

Beyinde hemen tüm bağımlılıklarda etkili olduğu gösterilen VTA (ventral tegmental alan) bölgesi nikotin bağımlılığında gelişen tablolardan da sorumludur. Yoksunluk sendromu (sinirlilik, uyku zorluğu, konsantrasyon bozukluğu vb.) nikotin alımı kesildiğinde 2. saatte başlar ve 2 hafta kadar sürer. Bazı ağır nikotin bağımlılarında uzamış yoksunluk tarif edilse de bu seyrek bir durumdur. Nikotin yerine koyma tedavileri (cilt bantları, sakız, spreyler) bu sıkıntıları gidermekte çok etkilidirler. Bağımlı olunan maddenin kesilmesi ile gelişen arzulama ya da aşerme durumu, daha uzun süren ve baş etmesi daha zor olan bir sorundur. Sıkıntı, keyif verici yaşantılar, çağrıştırıcı ipuçları insanı çok özel bir arzulama nöbeti içine sokar. Kişi özlemle maddeyi ister. Bu bir çeşit ödüllendirmedir. Özellikle zor bir işi başardığımızda, sıkıntılı bir dönem sona erdiğinde, mesuliyetler içinde bunalıp, kendimize ayırdığımız zamanda kendimizi ödüllendirmek ya da kendimize bazı ikramlarda bulunmak isteriz. Sigara bırakıldığında bu arzulama nöbetleri, kişiyi umutsuzluğa düşürecek kadar uzun sürebilir. Eğer kişi bu özel durumları biliyor ve hazırlıklıysa, iyi bir psikoeğitim sürecinden geçmişse sonuç iyi olmaktadır. Aşerme bir süreçtir ve biter. Geçen zamanla nöbetlerin şiddeti ve süresi giderek artçı depremleri andıran bir şekilde azalır. Ancak bunları yaşayan insan içine girdiği özel tablonun etkisinde, bunların hiçbir zaman bitmeyeceği inancına kapılır ve “kayma” olarak isimlendirilen, yeniden kullanmaya yönelir. Kısa bir süre sonra her şey eskiye dönmüştür. Eskisi gibi bir içicidir. Oysa insan, ilk sigarayı yaktığında çoğu kez kendini kandırır. Sadece o sefer için yaktığını, bundan sonra kontrollü olarak kullanacağını söyler kendisine. Bağımlılık zaten tabiatında inkar ve kendini yanıltma ile giden bir rahatsızlıktır. İşte irade kavramı bu kayma nöbetleri esnasında devreye girer. İnsanlar bu arzulama ataklarına ne derecede direnecektir? Ancak çok kişinin bilmediği ya da inkar ettiği nokta, bu yaşantıların beyinde biyolojik uzantıları olduğu ve insanların bu risk açısından bünyesel olarak birbirlerinde farklı olduğudur. Bazı insanlar nikotin bağımlısı olmaya yatkın değildirler. Yıllarca arada sırada bir-iki tane sigara yakıp, hiçbir zaman bağımlı olmayabilirler. Bu insanlar seyrektirler ve esas soru bu insanlar iradeleri yüksek insanlar mıdırlar? Tabii ki değil. Meseleye daha bütüncül yaklaşmak, bireyin kendi güçlü ve zor yanlarını daha iyi tanımasını sağlamak, bağımlılık tedavisinde hemen her zaman temel tedavi yaklaşımıdır. Bu yüzden diğer bağımlılıklarda olduğu gibi nikotin bağımlılığında da esas amaç insanın olan motivasyonunun kalitesini doğru bilgi ile besleyerek çoğaltmaktır. Bağımlılıkta psikoeğitimsel yaklaşımların hedefi budur.
Tedavi ve anlatılması
Şu an onay almış, kanıta dayalı tıbbın desteklediği nikotin bağımlılığı tedavisinde kullanılan sistemik olarak alınan tek ilaç eski bir antidepresandır. Bu ilaç yoksunluk, kayma nöbetleri, kilo alma sorunları gibi geniş bir yelpazede etkili olmaktadır. Ancak tüm ilaçlarda olduğu gibi az bir grup insan bu tedaviden yarar görmeyebilir. Sigara bırakma esnasında kullanılan diğer etkin bir yöntem, nikotini yerine koyma tedavileridir. Ülkemizde bu amaçla en çok cilt bantları ve daha az oranda nikotin çikletleri kullanılmaktadır. Sigara bırakmada bir başka önemli mesele kilo alma durumudur. İnsan aldığı kalori miktarını hiç değiştirmese dahi, 6 ay içerisinde metabolizma değişikliklerine bağlı olarak ortalama 3-4 kilo almaktadır. Bırakmanın ilk dönemlerinde ağır bir diyet yapmak iyi neticeler vermemektedir. 6. aydan sonra diyetler gerektiğinde düşünülmelidir. Ancak beslenme davranışında bazı önlemler alınabilir (zararlı besinlerin yerine faydalı besinlerin tercih edilmesi gibi).
Sigara kullanımı ile ilgili bir sürü yanlış efsanenin bilimsel bilgi ile yer değiştirmesi eğitim yolu ile sağlanmalıdır. Bu eğitim, bırakma için başvuran insana daha kapsamlı olarak verilirse orta ve uzun dönemde başarı oranları yükselmektedir. Sigaranın çok sık, rahat kullanımı bırakan bireylerin işini zorlaştırmakta, nüks oranlarının görece olarak yüksek olmasına yol açmaktadır. İşte tam bu yüzden eğitimi bu anlamda çok daha fazla önem kazanmaktadır. Biyopsikososyal yaklaşım biçiminde nikotin bağımlılığının tedavisi de biyolojik (ilaç ve nikotin replasman), psikolojik ve çevresel risklerin düzenlenmesi yardımlarını içermelidir.

İnsanları eğitmek, tedavi yöntemlerinden ve kolaylıklarından bahsetmek, onları harekete geçirebilir. Bağımlılıkta bırakma anlık bir şeydir. Esas olan yaşam biçimini değiştirmektir ve bu daha zorlu bir süreçtir. Kim bilir belki de bu yazıyı okuyan sigara içenler (nikotin bağımlıları), tedaviden yararlanmak için ilk ve önemli adımı atmışlardır.

 

Facebooktwitterlinkedinmail