GENÇLERE KURAL KONULABİLİR Mİ?

Aileler özellikle ergenlik döneminden sonra çocuklara kurallar koymak ister. Çocukluk dönemi boyunca doğru kuralları koymamış ailelerin bunu ergenlikte başarmaları zor olsa da yapılması gerekir. Oysa ergenler, dönemsel özellikleri nedeni ile kurallara uymakta zorlanırlar. Bunu ergene çok iyi anlatmak gerekir. Ergen, ailesinin onun güvende olması, endişelendiği, sorumlu hissettiği ve evde düzen sağlamaya çalıştıkları için kurallar koymaya çalıştığını bilmelidir. Ailenin aşırı kural koyması, kaygılı olduğunu gösterir. Bunun sonucunda çocuklar, kendilerine güvenen ve doğru karar verebilen birer erişkin olamazlar ki; bu durum ailelerin istemediği bir sonuçtur. Kurallar aile tarafından, kendi istekleri ve ergenin özellikleri göz önünde bulundurularak koyulmalıdır. Aileler kendi uyamadıkları kurallara uymak için ergeni zorladıklarında sorun çıkar. Vazgeçilmeyecek durumlar için kurallar koyarken ve kararlı olurken, esnek tutulabilecek şeyler için ısrarlı olmamak gerekir. Ve en önemli şeylerden biri, yaşa göre kuralların yeniden gözden geçirilerek düzenlenmesidir. Kuralların olabildiğince az sayıda ama kesin ve net olması, kendinize ve ona hareket alanı bırakması önemlidir.

Gençleri dinlemek gerek

Gençlerin en yoğun yakınmalarından biri, erişkinlerin kendilerinin fikirlerini dinlemediği ve önemsemediğidir. Oysa onları dinlemek, gence önemsendiği ve anlaşılmaya çalışıldığı hissi verir. Kendisinin dinlenilmediğini düşünen ergen, kendini dinletebilmek için uygun olmayan yöntemleri dener. Süreç içinde yer alan ergenin alınan kararları ve  kuralları kabul etmesi daha kolay olur. Ayrıca, kuralları bozmak için ebeveynlere ayrı ayrı başvurarak onları kullanma şansı kalmaz. Bazen iki tarafın yapacağı bazı değişimler her şeyi kolaylaştırır. Kuralları uygularken tehdit, kızgınlık ve sürekli olumsuz yaklaşım yerine, olumlu uyarı sorunu çözecektir. Örneğin tartışırken “Bu şekilde konuşmaya devam edersen, ben de bağırmaya başlayacağım.” gibi yanıt olumsuz yaklaşmaktır. Bu ciddi tartışma başlatır. Oysa “Sen bu şeklide konuşmazsan, ben de senin rahatsız olduğun şeklide devamlı, bunu yap, demekten vazgeçeceğim.” demek ilişki için olumludur. Ayrıca ergene, kendisinde yapacağı olumlu değişikliklerin, başkalarının davranışlarında da olumlu değişikliklere yol açacağı bilgisini kazandırır. Kuralların nedenlerini açıklarken ergenlere “biz istediğimiz için” açıklaması yeterli değildir. Yetersizliğinin yanı sıra bu yanıt kızgınlık yaratır. Ona kuralın nedenini açıklamak, hatta bu sadece sizin kendinizi rahat hissetmeniz için bile olsa çok daha etkilidir. Kendi düşüncenizi kural olarak kabul etmesi için zorlarsanız, ergen kendisini itilmiş ve karşı tarafta hissedecektir. Oysa kural oluşumuna katıldığında, hoşuna gitmese de kararda payı olacaktır. Bozulan kurallar aileler tarafından hemen fark edilip, eleştirilirken, uyulan kurallar için övgü genellikle esirgenir. Oysa olumlu pekiştirmeler, ergeni dikkatli olmaya sevk eder. Tüm bunlara karşın aranızda tartışmalar çıkabilir. Tartışmaları sorun haline getirmeden çözebilmek için kızgınlığınızı dile getirmeniz gerekir. Bunun doğru yolu bağırmak ya da susup soğuk davranmak değildir. Bağırmak, onun da size bağırmasına ya da arkasını dönüp gitmesine neden olabilir. Sorun çözülmediği gibi, yeni sorunlara yol açar. Bu nedenle daha önemli yanlışlar yaptığında, sevginizi kaybetmemek için farklı yerlerden yardım almaya, ya da başka yanlışlarla hatasını kapatmaya çalışabilir ki bu çok daha büyük bir sorundur. Sakinleşmek için ona ve kendinize zaman tanımak gerekir. “Bu konuyu daha sonra konuşmamız sanırım daha iyi olacak.” cümlesi her iki taraf için de yaralı olabilir. Kural koymada ve ergenden bunlara uymasını istemede en önemli şey, ergene her şeyin en iyisini bildiğinizi değil, onun için her şeyin en iyisini istediğinizi göstermektir.

Facebooktwitterlinkedinmail