GEÇ YAŞTA ANNE BABA OLMAK

İlerleyen teknoloji, eskiden yaklaşık 45 yaşlarında bittiği düşünülen kadın doğurganlığını sürdürmeyi başardı. Son yıllarda gazete başlıklarında sık sık görür olduk: “Anne olmak herkesin hakkı, 60’ında doğum yaptı.” ya da “ 55 yaşında anne olan kadın, ikiz bebekleriyle poz verdi ve nihayet benim de çocuklarım var dedi.” Bu haberlerde genellikle annenin yaşından bahsedilip, babalar hakkında haber yazılmıyor. Çünkü mucize olan annenin yaşlı olması diye düşünülüyor. Oysa bu yaşlardaki hanımların eşleri de en azından onlarla yaşıttır. Tıp fakültesinde ve pratisyen hekimliğim sırasında öğrendiğim, geç yaşta hamileliğin anne ve bebek sağlığı açısından riskleri hala geçerli mi bilmiyorum. Ama benim asıl tartışmak istediğim, bir çocuğun kendisinden en az 50 yaş büyük bir anne-baba isteyip istemeyeceği, istese bile ilişki, anlaşma ve yetiştirme yönünden çıkabilecekler. Yani bu ailelerin ve dünyaya gelen bebeklerin ruh sağlıkları.

Ailenin yaşı niçin önemli?

Sondan başlayarak gidilebilir aslında. Yani yaşlı anne-babanın çocuğa göre erken yaşta öleceğinden ve çocuğun küçük yaşta ailesiz kalabileceğinden. Buna hemen itirazlar gelecektir. Yaşam süresinin uzadığı, ayrıca kimin ne zaman öleceğinin bilinemediği, çok genç insanların da ölebileceği ve çocukların öksüz, yetim kalabileceği söylenecektir. Bunların hepsi doğrudur. Yaşam süresi artmıştır. Artık ortalama yaşam süresi 80 ve üstüne doğru ilerlemektedir ve genç insanlar da ölebilir. Tüm bu gerçekler, bütün olasılıkların bilinmesine karşın onları 50 yaşından sonra dünyaya getiren ve çocuk yaşta birinden mahrum kalan çocukları sizce ikna edebilir mi? 10-15 yaşındayken büyükanne ya da babasını kaybetmeye bile tahammülü olmayan bir çocuğa, yaşlılıktan dolayı kaybettiklerinin anne-babası olduğunu anlatmayı hangi bilim çerçevesinde yapabilirsiniz? Ya da hangi bilim, önemli olan dünyaya gelmeleri ve kısa da olsa bir anne-babaları olmasıdır, zaten sonrasında aileye bir çocuğun ihtiyacı yokturu, varsa da başkaları bu ihtiyacı giderir demeyi, ispatlamayı göze almaktadır?

Anne-baba olmak yorucudur ve sabır ister!

Küçük bir bebek doğduğu andan itibaren ilgi ve dayanıklılık ister. Gece uyanmaları, beslemeler, uykusuzluk sağlık gerektirir. Ayaklanmaya başladığı andan itibaren peşinde koşturan biri olur çıkar. Bu arada onunla oyunlar oynamak, yerlerde sürünmek, koşmak gerekir. Bunları yapabilmek ise daha genç, dinç bir beden, daha fazla tahammül demektir. Bunlar olmadan çocuk büyütülemez mi? Olabilir, ya çok disiplinli, koşmayan, ağlamayan, isteklerini büyükler gibi dile getiren, oynamayan, düşmeyen bir çocuk olması sağlanır ki, ruhsal açıdan sağlıklı bir çocuk olmayacağını bilmek için uzman olmak gerekmez. Ya da çocuğa ilişkin bu tür işlemlerin hepsini bir başkası yapar, çocuk oluşturması gereken bağı onunla oluşturur, onu özdeşim modeli olarak alır ama o kişi anne-babası olmaz.

Çocuklar anne-babalarının onları anlamadığını düşünürler!

Zaman değişiyor. Siz çocuk ve gençken de anne-babanızın sizi anlamadığını, bazı yenilikleri bilmediğini ve yeni dünyaya ayak uyduramadığını düşünürdünüz. Aslında bunda gerçek payı yok değildi. Bazı konularda sizin gençliğiniz nedeniyle uygun olmayan davranışlarınız olsa da, bazı durumlarda aileniz değişen koşullara ve sizin isteklerinize yabancı kalıyordu. Çünkü toplum hızlı değişiyor. Bazı ailelerle çocukları arasına televizyon, bilgisayar, video hatta sonrasında dvd, vcd gibi kavramlar girdi. 15 yaşındaki çocuk 60-65 yaşındaki büyükannesinin bu konulardaki bilgisizliğine inanamaz ve gülerken, büyükanne de onu anlayamamanın şaşkınlığını yaşıyor. Ama aradaki kuşak, anne-babalar, onların uyumunu sağlamaya çalışıyorlar. Oysa büyükanne ve büyükbabaların yaşında olan anne-babalarla çocukları arasındaki bu kopukluğu, anlaşmazlığı, uyuşmazlığı dengeleyecek kimse olmayacaktır. Kuşak farkı bir gerçektir. Ve arttıkça, anne-babanın çocuğa ulaşması, anlaması zorlaşacaktır. Günümüzde, bu fark olmadan bile ailelerle çocuklar arasındaki kopukluğun oluşturduğu olumsuz sonuçlar ortadadır. Sonuçlarını görmek için çok beklemeye gerek yok. Doğal yollarla, anne-babasıyla yaş farkı aşırı olan çocuklar, klasik deyimle “tekne kazıntıları” şimdi de var. Onların sorunlarını ve yakınmalarını dinlemek, bunun bir bilimsel gelişme ve hak olduğunu tartışırken fikir edinmek için yeterli olacaktır. Çocuk sahibi olamayanlar için teknolojinin getirdikleri olağanüstüdür. Ama unutulmamalı ki teknoloji doğru kullanıldığında yararlıdır.

Çocukların hakları

Bunun bencilce bir istek olduğunu, kadının doğurgan olduğunu, ya da erkeğin gebe bırakma gücü olduğunu ispatlarken, bu ispatın ürününün mal değil, canlı, ruhu olan bir varlık olduğunu, hepsini reddedelim, unutalım. Unutalım ve kısacası evet, herkesin anne-baba olma hakkı var diye kabullenelim. Ama unutmayalım ki her çocuğun da kendini yetiştirmeye uygun yaşta anne-babaya sahip olma hakkı vardır. Peki, bu hakkı kimler savunacak?

 

Facebooktwitterlinkedinmail