ERGENLİKTEN ERİŞKİNLİĞE UZUN BİR YOL VAR

İki farklı olaya şahit oldum. Her ikisi de çocuklarımız ve onların geleceği konusunda beni endişelendirdi.

Bir tatil kasabası. Hava çok sıcak, herkes denizde ve bir sakinlik var. Saat 17.00 olduğu anda bir gürültü başlıyor. Sesi sonuna değin açılmış bir müzik eşliğinde, oturduğum yerin yan tarafında hareketlenme oluyor. İzlemeye başlıyorum. Mayolu, bikinili insanlar içki içmeye ve dans etmeye girişiyor. Başkalarının rahatsız olması dışında sorun yok gibi görünürken, ellerinde votka şişesini kısa sürede yarılayan iki delikanlının yaklaşık 16-17 yaşlarında olduğunu görünce, her şeyi bırakıp grubu izliyorum. Yaklaşık 50-60 kişinin hemen hepsi ergenlik dönemindeki çocuklar. Bir yandan aileleri nerede diye araştırıp, diğer yandan izlemeye devam edince iki kız çocuğu gözüme çarpıyor. Yaşları 12-13. Birinin saçları sarıya boyanmış, dipte koyu renk kendi saçları görülüyor. Diğeri o kadar çocuk ki insanın yanına gidip “Senin oyun parkında ya da denizde olman gerek.” diyesi geliyor. Kendilerinden birkaç yaş büyük delikanlılarla birlikte dans ediyorlar. Ne gidip bir şey söyleyebiliyorum, ne de ortada bir aile görebiliyorum. Çaresiz iki saat kocaman kadınlar ve adamlar gibi davranan, içen, yalnız çocukları izliyorum. Müzik bitiyor ve çocuklar muhtemelen göremediğim aileleri ile kalmakta oldukları otellere ya da evlere doğru yola çıkıyorlar. Çocukları sarhoş görünce, onların ne soracağını merak ediyorum. Sonra aklıma “hiçbir şey sormayacaklar” cümlesi geliyor ve içim sıkılıyor.

Şimdi de, 13 yaşında bir kız çocuğunun babası ile yaptığı tartışmayı paylaşalım. Boşanma nedeniyle annesi ve onun ailesi ile yaşayan çocuk, babası ile tatile gidecekler. Baba kızına mayo gereksinimi olup olmadığını soruyor. “Yeni aldım” diyen çocuğun gösterdiği haşema onu şaşırtıyor. Bir yıl önce mayo giyen kızının bu isteği şaşkınlığın ötesinde, endişe, onunla yeterince ilgilenmemiş olma, her türlü etkilenimden yara alabileceği kaygısı gibi karışık düşünceler oluşturuyor. Kızına bunun yanlış olduğunu, kendisinin henüz çocuk olduğunu, büyüme yaşında olduğu için bedenine ilişkin endişeleri olabileceğini ama bunu bu şekilde çözemeyeceğini anlatmaya çalışıyor. Aldığı yanıt, dinin el ve ayak bileklerine değin kapanmasını emrettiği, okul nedeni ile başını kapayamadığı için mükemmel olamadığı, günah işlediği ama bunu eğitim için yaptığı oluyor. Tartışma uzayınca, çocuk babasına, gün gelip sistem değiştiğinde, alkol aldığı için kendisinin kötü olduğunu söyleyenlere karşı onu savunacağını, şimdi aynı şeyi babasının yapması gerektiğini söyleyerek konuşmayı kapatıyor. Baba, anne ile konuştuğunda, aldığı yanıt: “Çocuğumuzun seçimlerine saygılı olmalıyız.” oluyor. Pozitif bilim eğitimi almış, 13 yaşında yanlış seçimler yapılacağını fark etmeyen anneye ve babasına bile bu kadar yabancılaşmış, kendini kapatmaya çalışan bir ergene kimlerin destek olabileceğini düşünüyorum. Sonra aklıma “Hiç kimse, aksine iktidar için birçok kişi destekleyecek.” cümlesi geliyor ve içim sıkılıyor.

Sevgili aileler, neredesiniz? Ben çocuklarımı ikisinden de uzak tutuyorum diye, onlar başkalarının çocukları diye, kendi çocuğunuzu koruyabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Yaşadığınız topluma, çevrenize doğruları anlatmakla, örnek olmakla başlayabilirsiniz. En azından bir hafta sonra seçim var. Oyunuzu doğru kullanarak ilk adımı atabilirsiniz.

Facebooktwitterlinkedinmail