DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Biliyorsunuz 8 Mart “Dünya Kadınlar Günü”. Tarihsel gelişim gözden geçirildiğinde, niçin bir kadın günü seçildiği kolayca anlaşılabilir. Tabii bunun yanı sıra bir erkek gününe niçin gereksinim duyulmadığını da böylece anlamak mümkün. Belki de, kadınların erkeklerden en önemli farkı kendilerini, sorunlarını tartışabilmeleri. Ama özellikle kendilerini eleştirebilmeleri. “Ah biz erkekler” diye başlık atıp, kendi zayıflıklarını, sorunlarını tartışan erkek sayısı çok azdır.

Kadın, gerçekten zor ve anlaşılmaz bir varlık mı? Karmaşık, çözümlenemez gibi tanımların sıkça kullanıldığı kadın kim? Kadınlar kadın olmayı biliyor ve değerlendiriyor mu? Kadın denilince en çok duygusallık akla geliyor. Kimi zaman fazla duygusal olmak aşağılanarak kadınlara özgü, kadınsal olarak tanımlanır. Oysa duygu insana ilişkindir ve duyguları yaşayabilmek, gösterebilmek sağlıklı olmaktır. Fark, iki cinsin duygularını ifade etme şekilleri ve verdikleri duygusal tepkilerdedir. Duyguları ifade edebilmenin diğer yönü duyguları anlamaktır. Genel olarak kadınlar, karşısındakinin duygularını daha çabuk anlarlar. Bakışlardan, yüz ifadesinden duyguyu tanımlayabilmektedirler. Aynı şekilde kendi duygularını dile getirir kadın. Bakışıyla, gülüşüyle, hüznüyle, gözyaşıyla, çaresizliğiyle ve gücüyle. Her ne kadar kadın duygusal olmakla adeta itham edilse de, erkeklerin gereksinim duydukları ilgiyi göstermeyen kadına yönelttikleri ilk suçlama da “duygusuz”dur. Belki de sorun, erkeklerin duyguları okumadaki zorluğudur. Bu zorluk doğuştan mı gelir, sonradan mı yitirilir bilinmez. Bilinen kadın duygusunu diliyle söylemedikçe, erkeğin okuyamadığıdır; bazen duyduğunu da değerlendiremediği.

Niçin Kadın?

Kadını bu denli önemli yapan şeylerin başında anne olması geliyor. Çünkü toplumun her elemanını anneler yetiştiriyor. Anneyi eğitimsiz bırakmak, öncelikle çocuğun sağlıklı beslenmesini, hastalıklarla mücadelesini engellemektedir. Bedenen sağlıklı olamayan çocukların ruh sağlıkları, öğrendikleri, yetiştirilmeleri ise annenin eğitimiyle sıkı sıkıya bağlıdır. Öte yandan annesinin evde, toplumda değeri olmadığını, sözünün geçmediğini göre göre büyüyen çocuğun, kadının değeri ve anlamı konusunda bilgisi olması beklenemez. Bu şekilde büyüyen çocuğun kuracağı ilişkiler de, büyüteceği çocuklar da sağlıklı olmayacaktır. Evinde şiddet gören bir kadınla büyüyen çocuk, sadece kadınlara değil, herkese şiddet uygulamakta tereddüt etmeyecektir. Hatta bu şiddet sadece başkalarına değil, kendine de yönelecek, kendini yok etmeye değin gidecektir. Tabi ki kadının tek kimliği annelik değil. Her alanda önemi yadsınamaz. Annelik ise sadece kadının değil, toplumun geleceğine etkisi açısından gelişmenin önemini gösterir. Eğitimli, bilinçli anne, sağlıklı ve doğru toplum demektir. Kadınlarımızı eğitimsiz bırakarak, ülkemizin geleceğini yok etmeye çalışanlara inat, kızlarımızı okula gönderelim. Şimdiye değin gidememiş olanlara da gerekli bilgileri verelim. Eminim hepsi hazır ve kararlı. Kadınlığınız kutlu olsun.

İlişkilerimize ve daha iyi çocuk yetiştirmeye ilişkin enstitümüzün eğitimleri başladı. Mart ayı konularını ve ayrıntıları www.bengisemercienstitusu.com da bulabilirsiniz. Ayrıca, 6 Nisan Pazar günü, saat 12 civarında canlı yayınla, TRT1ʼde yine birlikte olacağız. Yaşama, bize, işimize ve çocuklarımıza ilişkin konuları paylaşacağız sizlerle.

Facebooktwitterlinkedinmail