CİNAYETLER VE ÇOCUKLAR

Geçen hafta acı bir ölüm haberi vardı. Hepimizi üzen, yaralayan, öfkelendiren ve endişelendiren bir cinayet işlendi. Siyasi, etnik, mesleki kimlikleri bir yana, öldürülen Hrant Dink bir eş ve bir babaydı. Ne yazık ki bu babanın ele geçen katil zanlısı da bir çocuktu. Ve bir başka baba tarafından adalete teslim edilmişti. Olay nedeniyle akıllara bir süre önce işlenen başka bir cinayet geldi. Onun da zanlısı bir çocuktu. Bu cinayetler siyasi içerikliydi. Oysa başka olaylara baktığımız zaman da cinayet işleyen çocuklar var. Namus diye, kan davası diye, vatan meselesi diye ellerine silah verilen çocuklar. Amaç ne olursa olsun silahı çocuğun eline veren erişkinler. Önemli sorulardan biri, niye bazı çocuklar ellerine verilen silahları hemen alıyor ve cinayet işliyorlar, neden bazıları biri “hadi” dendiği zaman hemen inanıyor da, eline silah vermeye bile kalmadan katil olabiliyor.

Cinayet işleyen çocukların özelliklerini gözden geçirirseniz var olma ve büyüklerin gözüne girme çabasını görürsünüz. Töre cinayetleri için ellerine silah verilen çocuklara sunulan gerekçe, namuslarını koruma ve ailelerine kendilerini ispatlamaktır. Diğerlerine baktığınız zaman ortak özellikler göze çarpıyor. Bir şekilde dağılmış, kendi yaşamalarını düzene koyamamış, çocuklarıyla çatışmaları olan aileleri var. Okuyamamışlar. Okuyamama nedenleri ekonomik değil, başaramamışlar. Başarısız oldukları zaman, mevcut eğitim sisteminde ya umut kesilmiş ya da dışlanmışlar. Eğitimde başarılı olamadıkları gibi başka başarı alanları da yok. Hepsi gözü kara, yaptıklarının ardını çok düşünemeyen, “delikanlı” bilinen çocuklar. Kimse niçin başarısız olduklarını, yapılabilecek bir şeyler, yöntemler, tedaviler olup olmadığını araştırmamış. Yaşıtları okula gider ve başarılı olup, gelecek için plan yaparken onlara becerecekleri bir uğraşı, başka bir eğitim alanı, bir iş bulunamamış. Bunlar bir yana, bu boşlukta onlara daha verimli zaman geçirecek uğraşı yerleri bile sunamamışız. Basını, uzmanı, ailesi tüm ülke diziler, internet çocuklara zararlı mı değil mi tartışması yaparken, onları internet kafeler ve televizyonlara bırakmışız. Bıraktığımız yerlerde birileri çok adam öldürerek, bunları vatan adına yaptığını iddia ederek kahraman olmuş, hepimiz günlerce konuşmuş, alkışlamışız. İki üç tane silahlı serserinin vatan kurtardığına inanıp, hayalleri gerçek sanıp gurur duyup, övünmüşüz. Birileri başka birilerini vatan haini, suçlu, kötü ilan edip, onları yok edenlerin kahraman, ünlü, başarılı olduğunu haber diye yazmış, film diye oynamış, mail diye herkese postalamış, gruplar kurup chatler yapmış biz dikkate almamışız, almıyoruz. Bunlar varken, kimsenin “git bunu öldür” diye açıkça söylemesi bile gerekmez. Kahraman olmak için yolu, herkesin gözü önünde aleni olarak hedefleri göstermiştir. Hele de bu denli kanının kaynadığı, kendini en güçlü hissettiği ve ispata en gereksinim duyduğu ergenlik dönemindeyse, bu suçların ardında belli birini bulmak mümkün olmayacaktır. Ellerinden geleni yapmayıp, bu çocukları önceden fark ederek tedbir almayanlar hariç.

Ailelerinin sahiplenemediği, anlayamadığı, ülkesinin doğru şeyler sunamadığı gençleri birileri sahiplenmiş. Başarılı, tanınan, kahraman yapmayı vadedip yol göstermiş. Başarıya susamış, sahipsiz, ezik gençler bu kahramanlığın “katil” olmak olduğunu nasıl anlayacaklar? Doğa boşlukları sevmez. Ailenin, eğitimin, toplumun bıraktığı boşluğu dolduranlar her zaman kötülüklerdir. Sevgili aileler, önce siz sahip çıkın çocuklarınıza. Onları anlamaya, desteklemeye, başarısızlıklarının nedenlerini bulmaya çalışın. Gazetenin arşivinde daha önce yazdığım “suçlu yetişmenin yolları” yazısını bir daha okuyun. Sizle birlikte yetkili yetkisiz herkes izlediklerini, kahraman yaptıklarını, yazdıklarını, alkışladıklarını gözden geçirsin. Doğru çocuklar yetiştiren, çocuklarına karşı sevgi dolu bir baba öldü. Ardında boynu bükük çocuklar bıraktı. Onu öldüren bir çocuktu. O çocuğu çaresiz bir baba adalete teslim etti. Hepimiz iki babadan biri olabiliriz. Cinayetin ardında birçok şey olabilir. Bunları bulmak yetkililerin görevi. Ama kötüler her zaman olacaklar. Onların kullanabilecekleri çocukları doğru yetiştirmek, sahiplenmek, eğitmek ve gerçek, doğru kahraman modelleri sunmak hepimizin görevi.

 

Facebooktwitterlinkedinmail